[responsivevoice_button voice=”Turkish Female” buttontext=”Oku”]
Milli Mücadelemizin 100.Yılı! Dile kolay, hiç bitmeyen direnişimizin, bu topraklarda var oluşumuzun kesintisiz halini en iyi anlatan olay;19 Mayıs 1919…
Samsun’a giderken ve gitmeden önce Mustafa Kemal Atatürk’ün kafasında bir tek şey var; “ Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz.” Bu düşüncede bir parça yanılma, sapma, inanç eksikliği yaşansaydı; dönüp o günün parçalanmış, işgal edilmiş ülkemizin durumuna bir bakın! Aynı durumun bir başka şekli olurdu; parçalanmış hali…
Ana parola; “ Ya İstiklal Ya Ölüm!” Bu düşünceye tesir edecek bir tek bomba icat edilmedi daha. Ölenlerin ardından gelecek olanların gözlerindeki inanç, sınırları zorlayan, vatanı yücelten bir sahiplenme, inanç biçimidir. İnsan ruhunun en katıksız hali diyebiliriz…
Daha, Samsun’a çıkmadan önce,16 Mayıs 1919 günü sorarlar ona; “ Bir şey mi yapacaksın Kemal?” Cevap verir; “ Evet! Paşam. Birşey yapacağım.”
O bir şeyin karşılığı; Türkiye Cumhuriyetidir. Her şey bitmişken ne büyük mucize diye düşünebilirsiniz. İşgal edilmiş, bölünmüş ele geçirilmek için bütün hazırlıklar bitmiş. Yunanlılar İzmir’den sonra Anadolu’nun içlerine yayılmakta…
Milli Mücadelenin 100.Yılını hatırlatan, hiçbir zaman unutulmayacak o şanlı zaferin yolunu aydınlatan üç adet tır, onlardan birisi Tekirdağ’a geldi. Güneş görkemli ışıklarını yeryüzüne, Tekirdağ sahiline yolladığı anlarda, Tekirdağ’a gelmiş tır ve Milli Mücadelenin 100.Yılının heyecanı, kırmızı kurdelenin kesilmesiyle değil, düğümünün açılmasıyla yapıldı.
Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, CHP Milletvekili İlhami Özcan Aygün, ADD Gn. Sek. Yard. Melek Esmer, ÇYD Tekirdağ Şube Başkanı Gömeç Göçmen, Tekirdağ Emekli Öğretmenler Dernek Başkanı, Şaheser Met, Cumhuriyet Kadınları Dernek Başkanı Seval Eşer, CHP Süleymanpaşa İlçe Başkanı İsmail Öztürk ve Cumhuriyet sevdalıları, Milli Mücadele Tır açılışında bulundular.
En dikkat çeken yan; Milli Mücadelenin 100.Yılını anlatan Tır ve içindeki Cumhuriyet KADINLARIMIZIN fotoğrafları. Bir fotoğrafın enerjisi bu kadar güçlü mü olur? Onların ruhlarına işlemiş insan onuru, çalışkanlığı, doğruluk inancı, eski insanların dediği şeyi ortaya çıkartmış; Nuru!(…) Işığı…
Söyledikleriyle çelişmeyen, hilebazlığa teslim olmamış, insan olmanın eşit tarafına yaratılışıyla bağlı olan insanların fotoğraflarına bakmamı engelleyen sıcak havaya rağmen onların karşısında derin bir saygı içinde bulunmayı, onlarla göz göze gelmeyi kaçınılmaz bir irade ve gönüllülük içerisinde gerçekleştirdim.
Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN inancı oradaydı. İsmet İnönü’nün mücadeleci, istikrarlı tarafı oradaydı. Türkan SAYLAN oradaydı. Daha başka! Gülriz Sururi bir sanatçı bakışı, ebedi zamanın içinde hak edilmiş ödülün gülümsemesi ile sesleniyordu; “ Umutsuz Olmayın!”
Zübeyde Hanım, Mevhibe İnönü oradaydılar. Hiç kimseyi aldatmamış olmanın ruhani açıklığı, temizliğiyle selamlıyorlardı Cumhuriyetin onurlu sevdalılarını…
İlk Kadın Milletvekilimiz, Hatı (Satı) ÇIRPAN da oradaydı. “ Ben 1919 da doğdum paşam!” seslenişi yankılanıyordu zamansızlığın hemen ortasında.
Sabiha Gökçen, ilk kadın pilotumuz; o da oradaydı. Bahriye Üçok, öldürülüşüne yanmıyor, yaşarken ölümün pençesine düşmüş, her türlü işgale teslim olmuş sefil düşünceli insanlara ve onların basit çıkar anlayışlarına yanıyordu.
Nermin Abadan UNAT,”Modern kadının emekli olma hakkı yoktur” düşüncesiyle dimdik oradaydı. Betül MARDİN de oradaydı; daha nice Cumhuriyet kadını gibi; sanatları, zanaatları ve felsefeleriyle oradaydılar; Milli Mücadelenin 100.Yılında, yola çıkmış TIR’ın güneşten tutuşan sıcaklığı, aydınlanma ve bağımsızlık ateşiyle serindi, dayanılır ve anlaşılırdı.
“Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” Mustafa Kemal ATATÜRK birkaç sözüyle hatırlanacak anılacak birisi hiç olmadı. Sadece, yok olmanın eşiğine gelmiş milletin özlemi, kurtuluşu, bağımsızlığı olmanın yüce onurunu son nefese kadar taşıdı.
Daha bağımsız olmak, huzura, insan şenliğine yaklaşmak, ancak ve ancak, Milli Mücadeleyi kayıtsız şartsız anlamaya çalışmak ve öğrenmekle mümkündür.
Emeği geçen herkesi KUTLUYORUM…
