Hükümetin OHAL kapsamında çıkarttığı 696 sayılı KHK, tartışma ve tepkilere neden oldu. Konuya ilişkin bir tepki de Eğitim- İş’ten geldi.
Geçtiğimiz günlerde yürürlüğe giren 696 sayılı KHK’da OHAL uygulamalarının uygulanmasına ilişkin 8 Kasım 2106 tarihli yasanın 37. maddesine ekleme yapıldı. Yapılan eklemenin içeriğinde; “Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15.7.2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında da birinci fıkra hükümleri uygulanır” ifadelerine yer verildi.
Yapılan bu düzenlemedeki ‘terör eylemleri ve bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması’ ifadesi sadece 15 Temmuz darbe girişimi değil tüm terör eylemleri için düzenleme yapıldı algısına neden oldu. Düzenlemedeki muğlaklık nedeniyle, terör olaylarına resmi görevlilerin dışında sivillerin de müdahale etmesi ve bundan doğacak cezai sorumluluklarının bulunmaması gibi bir sonucu da gündeme getirdi. Konuya ilişkin eleştirilerde bulunan Eğitim-İş Tekirdağ Şube Başkanı Hüseyin Eren, “Türkiye’de daraltılan demokrasi ortamı KHK ile iyice budanmıştır” açıklamasında bulundu.
“ZAMANDAN BAĞIMSIZ CEZASIZLIK HÜKMÜ”
Eren, konuyla ilgili yaptığı açıklamada; “ Ülkemizde AKP eliyle giderek daraltılan demokrasi ortamı, son Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile iyice budanmıştır. Yeni KHK’nin en can alıcı noktası ise sivil yurttaşlar arasındaki ‘terör’ ayarı olmuştur. Maddede yapılan düzenlemeyle birlikte o 2 günde işlenen tüm suçların affı anlamına gelmekle kalmayıp, ayrıca ‘devamı niteliğindeki eylemler’ ifadesiyle ucu açık ve zamandan bağımsız bir cezasızlık hükmüne dönüşmektedir. İktidarın, her muhalif sesi ‘terör ile bağlantılı olmak’ ya da ‘bağlantılı olmamakla beraber terör örgütlerinin çıkarına davranmak’ ile suçladığı bu karanlık atmosferde, faşist iç savaş milisleri gibi örgütlenmiş gerici topluluklar, bu muhaliflere saldırırken artık daha pervasız davranacaklardır” şeklinde konuştu.
“YANDAŞLARA ZULÜM HAKKI!”
Eren, “İktidar, Uluslararası arenada her fırsatta “Türkiye bir kabile devleti değildir” dese de, kabile devletlerinde reisin yakınlarına tanınan ‘zulüm hakkı’, bu KHK ile AKP yandaşlarına tanınmaktadır. 15 Temmuz’un ardından tüm AKP teşkilatlarına ruhsat kolaylığı tanınması, Referandumlarda eli silahlı mafyaların iktidarın görüşüne karşı çıkan her yurttaşı bizzat havuz medyasını kullanarak tehdit etmesi gibi yakın tarihli gelişmeler değerlendirildiğinde, bu KHK’nin sadece geçmişe dönük uygulanmayacağı endişesi ise giderek somutlaşmaktadır. Uyarıyoruz: Bu bir iç savaş KHK’sidir! Hiçbir günahı olmadan KHK’lerle emeğinden edilen, hiçbir şiddet eylemine bulaşmadığı halde sırf muhalif olduğu için ‘terör’ suçlamalarına maruz kalan o kadar yurttaş varken, AKP’nin hoşuna gidecek şiddet eylemlerine bir cezasızlık hükmü getirilmek istenmektedir.”dedi.
“DEMOKRASİ HERKESE LAZIM”
Eren, yapılan düzenlemenin şiddeti artıracağını ve hoşgörüyü ise geçmişe gömeceğini dile getirerek; “Evrensel hukuk ilkelerine, insanlığın kazanımlarına aykırı olan bu KHK, şiddetin sırtını sıvazlamak, hoşgörüyü geçmişe gömmek demektir. Bu ülkede her yurttaşın emniyetinden devlet sorumlu olmalı, her yurttaş suçu ispatlanana kadar suçsuz sayılmalı ve kanıtlanan bir suç varsa, adil bir yargılama sonucunda cezası ancak ve ancak devlet tarafından, hukuk çerçevesinde verilmelidir. Demokrasinin abc’si anlamına gelen bu ilkeleri çiğneyenler, tarih önünde affedilmeyecek bir duruma düşeceklerdir.
İktidara çağrımızdır: Bu çağ dışı, kanun dışı, insanlık dışı, akıl dışı KHK’den vazgeçin! Batırmak için çırpındığınız bu güzide gemide, biz ilerici yurttaşlarla birlikte sizler de varsınız. Hiçbir şey öğretmediyse 15 Temmuz hain darbe girişimi size öğretmiş olmalı ki: günü geldiğinde sizin bile demokrasiye ihtiyacınız oluyor” diye konuştu. Habertrak/Hülya Ural-Canlı