Aile ile öğrenci arasında köprü olmakta önemli. Çünkü ikisinin de beklentileri farklı olabiliyor. Aile örneğin ,’tıp okuyacaksın’ diyor ama çocuğun asla hastane ortamında çalışmak gibi bir hedefi yok.
Canını sıkan şeylerden bahsediyorlar. Panik hallerinden bahsediyorlar. ‘Motivasyonum düştü bu hafta bir şey yapamadım. Napıcam?Gibi daha böyle genel kaygı korku hali, çaresizlik hali, orda başvurdukları konular bu oluyor genelde.
…Velilerden de oluyor, yani ittirme amaçlı bir gazlayın, saldı hocam ,napıcaz?Onların da aslında kaygısı ,bu süreçte çok fazla.Az bir zaman kaldı.
Öğrenciler, testlerini çözüyorlar.Ama en büyük sorun…Dönüp eksikliklerini tamamlama alışkanlıkları yok. Şu an 250 nin üzerinde en az 350-400 soru görmeden maalesef başarıyı elde etmek çok zor.
Etiket önemli değil artık…..Mantalite değişiyor. Daha kısa yoldan ne olunabilinir. Şu anki nesil de bir çaba vermeden bir şeyi hemen olsun istiyorlar ve sabırsızlar.Çabalamayım ama olsun,dayanağım olsun ama ben bişey yapmayayım. Hazır gelsin. ‘Masa başı iş olsun ‘diye.
Nursen Koç ,”Hocalara Geldik Dershanesi’nin”Rehberlik uzmanı.2016 yılında Tekirdağ Anadolu Lisesinden mezun oldu Sonrasında Ege Üniversitesini kazandı ve 2020 yılından beri Rehber Öğretmen olarak bu sektörün içinde çalışıyor. “İşimi çok seviyorum, öğrencilerle olmayı onları dinlemeyi çok seviyorum.”diyerek de ekliyor.Koç,konusuna hakim…Oldukça deneyimli bir öğretmen.Üniversiteye hazırlanan öğrenci ve velilerinin sorunlarını anlattı. Karşılaştıkları sorunların nasıl aşılacağını,çözüm önerilerini paylaştı.Biz,sorduk.Koç,içtenlikle yanıtladı.
Öğrenciler size niçin geliyor? Yada niçin gelmeli?
Bu süreç içersinde, çok fazla kaygı oluyor. Gerek ülkenin koşulları, gerek çevreden etkilenme , ben ne olucam?Nerden devam etmeliyim?Gibi bir sürü soru işaretleri içersindeler.Bu sorularına cevap verebilmek ,aslında kendi kimliklerini tanımak, bir yol izlemek,hangi yöne gideceklerini bulmaları anlamında bir dokunmak.Aslında öğrenciye, onu tanıyarak ona uygun şekilde yönlendirebilmek.Burada önemli olan gelir- geçer değil, çoğu şeyde bu çok ön yargılı olarak geliyor ,morali bozuk.Aslında öğrencinin problemini dinlemeyen bir öğretmen profili, çok dalga geçilen bir versiyon oluyor .Öğrencilerde bu nokta da rehberliğe ön yargı ile yaklaşıyor. İşte gidiyoruz derdimizi anlatıyoruz. Hayır senin çalışman lazım .İşte üzülmemelisin Çünkü matematik çözmen lazım.İşte Türkçe netlerin düşük, gibi işte sürekli her şeyi derse bağlayan bir öğretmen profili. Öğrenciyi dinlememek ,zaten çocuk kendisini kapatıyor. Güveni kırılıyor, anlatmak istemiyor, gelmek istemiyor sadece her şeyi ya da komple başarıyı öğrencinin değerini derse bağlayan bir profil oluşturmamalıdır bir öğretmen.
Aileler ile de bir bağlantı içersinde oluyorsunuz sanırım işbirliği şart değil mi?
Aile ile öğrenci arasında köprü olmakta önemli. Çünkü ikisinin de beklentileri farklı olabiliyor. Aile örneğin ,’tıp okuyacaksın’ diyor ama çocuğun asla hastane ortamında çalışmak gibi bir hedefi yok. Bambaşka bir alan istiyor. Belki öğretmenlik istiyor, belki mühendislik istiyor. Bu noktada aslında çocuğa kulak vermek, orta yolu bulmak ikisine de bir şekilde iyi gelebilmek önemli.
Peki ikna edebiliyor musunuz? İkna edemedikleriniz oluyor mu?
Ben ikna ettiğimi düşünüyorum açıkçası. Çünkü aldığım geri dönüşlerle bunu daha iyi görebiliyorum. O öğrenciyi ,ben, bir daha alabiliyorsam o odanın içersinde karşılıklı tekrar konuşma fırsatı bulabiliyorsak ya da o öğrencinin benimle bi şeyler paylaştığını görebiliyorsam ben evet burada’ gayet iyiyim’ diyorum.
İnadını kırabiliyorum diyorsunuz……
Kesinlikle…
Kaç öğrenci geliyor size günde?
Günde 10 kişi en az. Yani randevulu olarak 10.Ama harici canı sıkkın olanlar da oluyor.Farklı bir şey konuşmak istiyor. Tepesi atıyor,gelip o şekilde de oluyor.
Ne konuşuyorlar mesela?
Canını sıkan şeylerden bahsediyorlar. Panik hallerinden bahsediyorlar. ‘Motivasyonum düştü bu hafta bir şey yapamadım. Napıcam?Gibi daha böyle genel kaygı korku hali, çaresizlik hali, orda başvurdukları konular bu oluyor genelde.
Ne diyorsunuz onlara?
Neden böyle hissettiğini ve ne olursa aslında bu durumun ya da bu hissiyatının ortadan kalkabileceğini soruyorum. Aslında ‘orda bunu yap şunu yap’ gibi de değil.Cevabını kendisinin vermesine yardımcı olmak. Çünkü hep tavsiye alıyoruz.Günlük hayatta herkesten her şekilde bizi tanıyan tanımayan herkesten bir tavsiye alıyoruz. Ama burada kişi ,o cevabı kendisi verirse bunu uygulamaya geçirmesi de çok daha kolay oluyor.
Hangi sorunlarla geliyorlar size?
‘Bu hafta boyunca, hiç çalışamadım’ diyor. ‘Hiçbir şey yapamadım ‘diyor
Niye canı sıkılıyor, niye odaklanamıyor?
Havalar güzelleşti.Ne yapıcam. 60 günüm var. Konular yetişir mi? Genel hep böyle bir az kalan zaman bunun öncesinde bir sorumluluk almama ve sıkışmış hissetme.
İlk dönem o motiveyi yakalıyor ama şimdi bir boşluğa düşüyor sanki
Evet çok fazla…..
Siz, en çok ne öneriyorsunuz onlara?
En çok öncellikle gerçekçi olmaları gerekiyor .Bir şekilde gaza geliyorlar, konuşuyoruz ,ediyoruz tamam evet ikna oluyorlar ama hep verdiğim bir örnek var.Mesela ben, bugün sana’ git her dersten 100 soru çöz’ desem sen bunu kaç gün devam ettirebilirsin?İki gün, üç gün, ama dördüncü gün onu yapmaya mecalin olmaz. Sonrasında ‘her gün, her dersten 20 soru çözsen ‘diyorum. Bu senin için daha sürdürülebilir olur mu? Her dersi görmüş olur musun? Çünkü burada konu da seçmemek önemli. Sadece sevdikleri şeyden devam etmeye çalışıyorlar. Bu da onlarda sonrasında deneme kitapçığının önünde her konudan aynı derece sorumlu oldukları için olumsuz bir geri dönüş getiriyor. Çalışmıyor ,yapamıyor ve kendisini kısır döngüye sokuyor. Olumsuz bir geri dönüş getiriyor.
Size en çok hangi branştan geliyorlar? Fenciler mi sosyalciler mi?
Eşit aslında ama daha çok öğrencilerim,’ sayısal ağırlıklı ‘diyebilirim.
Neden?
Sayısalın konu anlamında yoğunluğu olduğu için… Algılamaları çok yüksek oluyor sayısalcıların.Çok daha iyi algılayabiliyorlar…
Analitik olarak düşünebiliyorlar. evet panikleri de olmuyor daha rahat oluyorlar sanki…
Aslında yükleri daha fazla öyle desek.
Veliler den de gelen oluyor mu?
Velilerden de oluyor, yani ittirme amaçlı bir gazlayın, saldı hocam ,napıcaz?Onların da aslında kaygısı ,bu süreçte çok fazla.Az bir zaman kaldı
Belki onlar daha heyecanlı dimi?
Onların da bir sorumluluğu var aslında. Herkesin bir beklentisi var.
Sizce başarı nedir?
Başarı ,bir matematik.Net ile ibaret değil, ya da Türkçe de yapılan doğru sayısıyla da doğru orantılı değil. Hedeflenen istenilen bir şeyi yapabilme duygusu aslında başarabilme…
‘Evet ben bunu yaptım’ diyebilmek başarmaktır
Sınav da bir ölçü değil aslında…Öyle değil mi?
Değil. Dayatılan bu ama o örtünün altında yatan çok fazla şey var tabiî ki.
Öğrenciler en çok hangi branşları istiyorlar?
Nereye girmek istiyorlar?
Şu an için yazılım, daha bi tercih edilen alan ….Ama şu nesil, genel olarak hep böyle bir borsa, daha bölüm odaklı değil de kendi işimi kurayım,ticarete yöneleyim gibi daha bi gerçekçi sağlam bir temele oturulmayan bir noktadan gitmeye çalışıyorlar. Ama tabi Türkiye şartlarıyla biraz daha böyle toz pembe gözlükleriyle bakmış oluyorlar.
Çünkü insanların meslek sahibi olarak yeteri kadar para kazanmadıklarını düşünüyorlar, o yüzden…
Çalışan herkes mutsuz çünkü… Çevrelerinden duydukları doktorda olsa öğretmen de olsa hani genelde eskiden gelen bir algı ‘doktor ol oğlum , avukat ol oğlum’ hep böyle dayatılan ve sadece başarının tek bir meslekle sınırlı olduğunu düşünen, bir kesimden ziyade, şu an bakıldığında doktor da halinden memnun değil, haberlerde bir sürü şey görüyoruz. Çevreden duyuyorlar. Yani kendi çekirdek ailesinde olmasa da Türkiye, herkesi kaybediyor. Türkiye de kalmayı düşünen yok. Ya direk Yurtdışında okuyayım, gideyim ya da e ticarete atılayım. Herkes bi şekilde kendi işini kursun istiyor.
Etiket önemli değil artık…..
Mantalite değişiyor. Daha kısa yoldan ne olunabilinir. Şu anki nesil de bir çaba vermeden bir şeyi hemen olsun istiyorlar ve sabırsızlar.Çabalamayım ama olsun,dayanağım olsun ama ben bişey yapmayayım. Hazır gelsin. ‘Masa başı iş olsun ‘diye.
‘Ben,esnaf olmak istiyorum.’ diyen yok mu?
Yok tek tük.
Ailesi destek veriyorsa 10 cümle konuşuyorlar.Belki bir cümlesinde sana bir yer açarız. Tekel açmak isteyen bir öğrenci vardı.Mesela, diyo ki babamın dükkanı nı işleticem. 10 cümlesinden birinde ufak bir şey geçiriyor.Hemen onu oradan iğneyle alıyor. Garanti olarak görüyor. Devamlı olarak görüyor. Çünkü en kısa yoldan ulaşabileceği bu.
Çocukların dayanağı ne?
Anne mi baba mı dede mi para mı nedir ?
Para.Çocuk,paranın mutluluğu getireceğini düşünüyor.
Para,ilk planda yani anne baba dan dahi daha önemli öyle değil mi?
Şu nesil için hiç değil. Anne baba hayır. En azından biz dinliyorduk. Hani ben kendi dönemim için söyleyim de bi şekilde bi kulağıma çalınıyordu yani bi değerlendiriyordum . Şu an için öyle değil.
‘Para’ derken nasıl ‘para ‘diyorlar?
Tatmin olma, istediklerine ulaşabilmenin bir aracı para olduğu için bu nokta da para mutluluk getiriyor. Çıkıyor bir kahveyi de para aracılığı ile içebiliyor. Gezmeyi de para aracılığı ile yapabiliyor. Para aracılığı ile eğlenebiliyor.
Peki siz öğrenci iken sizin için ne önemli idi?
Aslında aileme yeterli olabilmek sanırım. Az önce de bahsettiğim gibi. Benim için evet tamam ben bunu istiyorum ama ailem bu noktada ne düşünüyor ve bu onları mutlu eder mi?
Ya da ben kendimi o meslekte o statü de hayal ettiğimde mutlu olur muyum?
Benim hayalim bir rehber öğretmenliğiydi.
Çok kısa süre kaldı üniversite sınavlarına bu sürede öğrenci ne yapmalı?
Bu sürede öğrenci, kesinlikle eksiklerini tamamlamalı AYT adına.
AYT nedir?
Alan yeterlilik testi
TYT de temel yeterlilik ölçüldüğü için burada sayısal da ayıramıyor.Sosyali, eşit ağırlıkçı da feni ayıramıyor. Bütün kitapçıktan sorumlular. Ama AYT de kendi alanlarından sayısal,sayısal alanından eşit ağırlık,eşit ağırlık alanından sorumlu olduğu için burada %60 oranında yerleştirme puanlarını etkileyecek oturum söz konusu.
Burada eksiklerini tespit edip, önümüzde özellikle 9 günlük bir bayram tatili süreci var. Burada eksik kapatmaları anlamında verilmiş bir armağan 9 günlük tatil. Burada netlerini arttırmaya yönelik yani şunu da kaçırabiliyorlar. Analiz
Çözülen bir test her şekilde fayda sağlıyor. 1 test olsa iki test olsa çözüyor ama yanlışlarına dönüp bakma alışkanlıkları yok.
Kaç tane soru çözmeli öğrenci?
Konu eksiği varsa konu anlamaya öncelik ayırmalı zamanını. Şu an 250 nin üzerinde en az 350-400. Soru görmeden maalesef başarıyı elde etmek çok zor. Çok konunun öğrenilebilirliğini ölçen şey tamamen testlerdir.
Dersanenizde bu eksikler tamamlanıyor mu danıştığı zaman öğrenci öğretmenine? Birebir çözüyor mu öğretmeni ile?
Tabiki soru çözüm saatlerimiz oluyor. Mezun grubumuz, sabahtan geliyor. 1 de dersleri bitiyor. Bir saatlik öğle arasından sonra 2 de okuyan grubumuz gelene kadar kütüphane ortamında bütün öğrencilerimiz, öğretmenler eşliğinde soruları cevaplandırıyorlar.
Kütüphane de de sanırım güzel bir atmosfer sunuyorsunuz öğrencilere…..
Çoook tamamen çalışabilicekleri bir ortam var. Zaten kitaplarımız var.Bulunmayan kaynakları da oradan temin edebiliyorlar. Her yayın. Aynı şekilde Wi Fi var.
Konu anlatım videoları, şu an çok ulaşılabilir.İnternete ulaşmak da çok mümkün.
Konu anlatımları sizin mi?
Bütün yayınlardan var. Farklı yayınlardan kaynaklar da var. Çünkü öğreticiliği daha farklı oluyor. Biri daha detaylı anlatıyor. Biri daha yüzeysel anlatıyor. Burada bütün imkanı sunmaya çalışıyoruz. Ama tabi gelip sohbet amaçlı kalanlarda oluyor.
Sizi diğer dershanelerden ayıran özellikler neler?
Öncellikle iletişime önem vermemiz ve burada öğrenciyi dinliyoruz.Yani rehberlik anlamında da başka kurumlar da da çalışmıştım.Orada öğrenciye dokunmak, hani öğrenci isterse gelebileceği bir yerdi. Ama burada gelmese de her öğrenciye dokunabilmek neden gelmediğini işte, hayatında bişeylerin yolunda gidip gitmediğini, tamamen öğrenci odaklı öğrenciye dokunan, bir yol izlemeye çalışılıyor.
Huzurlu bir ortam öğretmenlerini seviyorlar değil mi?
Burada kimseyi yüzü asık görmek istemiyoruz biz. Ayaklarının geri geri gitmemesi çok önemli.Herkesin buraya severek gelmesi çok önemli……
Şikayet ettikleri bir şey oluyor mu?
Genel olarak derslerin yoğunluğu, ödevler, sınav haftası, sınavların başlaması, biraz bizde sıkıştırmayı seviyoruz. Burada bizim onlara gösterdiğimiz özel ilgi, onların hoşlarına gidiyor.
Geçen yıldan bu yana, başarı oranınız nasıl artıyor mu? Aynı mı kalıyor ,değişiklikler neler?
Biz, burada mesela geçen yıl, yapmadığımız şeyleri de ekleyerek gitmeye çalışıyoruz. Öğrenciye daha fazla nasıl dokunabiliriz?Burada her sınav sonrasında,yaptığımız karne ödevlendirmeleri de oluyor.
Hani al genel geçer bi program sayısallar bunu çözsün , eşit ağırlıklar bunu çözsün…Bunun gibi genel geçer bir programdan ziyade…İşte Tusem nerde ne yanlış yapmış? Tusem ne çözmeli.? Ali ne yapmış? Nerede ne eksiği var ?O ne çözmeli ? Gibi aslında tamamen kişi odaklı, gitmeye çalışıyoruz.
Yani eksiklerini görebiliyor musunuz siz?
Evet kesinlikle ve burada takibini de yapıyoruz. Öğrenci takip edildiğini hissettiğinde, zaten orda bi yaptırım da koymuş oluyoruz. Geri dönüşü de çok daha verimli oluyor. Kontrol edildiğini biliyor,çünkü. ‘Ben, bunları yapmasam bir açıklama yapmam gerekecek’ şeklinde en azından bir sorumluluk almış hissediyor.Habertrak/Gülçin Kıyıcı