Eğitim İş Tekirdağ Şube Başkanı Hüseyin Eren, üniversiteye giriş sisteminde fırsat eşitliğinin ortadan kaldırılmasına tepki gösterdi.
Eğitim İş Tekirdağ Şube Başkanı Eren açıklamasında, “Üniversiteye giriş sistemini yapboza çeviren, son olarak da Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) adını verdiği sistemle fırsat eşitliğini kaldıran YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı, son olarak Coğrafya ve Felsefe derslerini önemsizleştirme yoluna gitmiştir. “diye konuştu.
Eğitim İş Tekirdağ Şube Başkanı Hüseyin Eren, sınav siteminde derslere göre yapılan değişikliğe değinerek, “Bilindiği üzere; 12 Ekim 2017 tarihinde açıklanan YKS ile YGS’nin kalkmasıyla sosyal ve fen bilimleri testleri de kaldırılmıştır. Ardından gelişen süreçte tarih dersinin sınavda yer almamasıyla ilgili olarak kamuoyunda oluşan haklı tepki sonucunda, tarih dersi 19 Ekim 2017 tarihinde yapılan değişiklikle Edebiyat-Coğrafya 1 sınavına dahil edilmiş ve sınavın ismi de “Edebiyat-Sosyal Bilimler 1” olarak değiştirilmiştir. Değişen durumla iki senedir seçmeli tarih dersi görmeyen ve eşit ağırlıklı sistemde sınava hazırlanan öğrencilerimizin seçmeli tarih dersinin sorularını da çözmesi zorunluluk haline gelmiştir. Yani denilmiştir ki, eşit ağırlıklı sınıflarda okuyan öğrenciler, iki senedir seçmeli tarih dersi almamış olabilir ama sınavda çözmek zorundadırlar. Sosyal Bilimler testinde sorulması daha bilimsel-mantıklı olan tarih dersinin, Edebiyat-Coğrafya 1 sınavına aktarılması ile coğrafya dersinin soru sayısı 12’den 6’ya indirilmiş, böylelikle bir yanlıştan başka bir yanlış doğmuş ve bilimsel eğitim vizyonundan biraz daha uzaklaşılmıştır. “ifadelerini kullandı.
Eren açıklamasına şöyle devam etti; “Coğrafya kıyımıyla beraber de özel sektörde işsiz kalan, okullarda norm fazlası durumuna gelen ve atama bekleyen öğretmenlerin büyük bir kısmının coğrafyacılar olması kaçınılmaz hale getirilmiştir. Dünya’nın yuvarlak olmasının dahi tartışma haline geldiği, mekan bilgisi açısından cahilleştirildiğimiz son dönemde, coğrafya dersinin bu yoldan önemsizleştirilmesi kabul edilemez bir durumdur. Yaşadığı ülke ve dünyanın fiziki durumundan bile haberdar olmayacak bir gençlik yaratma niyeti taşıyan bu hamle, Türkiye’de kontrol edilebilir bir cehalet düşleyenlerin ekmeğine yağ sürecek, aydınlık bir gelecek isteyen her yurttaşı ise düşlerinden uzaklaştıracaktır. Tüm bilim dallarının doğmasını sağlayan; sormayı, sorgulamayı, düşünmeyi öne koyan bir disiplin olan felsefenin de lise çağındaki gençlerimizden koparılması, içler acısı bir durumdur. Sınavda yer tutmayacağı için, yarış atı gibi yarıştırılan gençlerimizin çalışma yoğunluğunu soru sayısı bakımından yüksek derslere odaklayacağı ve felsefeyi görmezden gelmek zorunda kalacağı açıktır.
“BİAT EDEN YURTTAŞLAR YARATMAK İÇİN!”
Neden-sonuç ilişkisi kurmayı; şüphe etmeyi; hak, özgürlük, eşitlik, adalet, demokrasi, barış, varlık gibi birçok konuda çalışan bir disiplin olan felsefenin, YKS vesilesiyle önemsizleştirilmeye çalışılması kabul edilemez! Felsefe dersinden 58, Psikoloji dersinden 59, Sosyoloji dersinden 60, Mantık dersinden 53 kazanımın, toplamda 4 ayrı branş ve 230 kazanımdan sorulacağı belirtilen soru sayısı ve ilişkilendirildiği puan türleri bilimsellikten, gerçeklikten uzak olduğu gibi maalesef plansızlığın da açık bir göstergesi olmuştur. 2017 YGS’de Felsefe soru sayısı 8, LYS’de Sosyoloji, Psikoloji ve Mantık derslerinden sorulan soru sayısı ise 24’tür. Toplamda 32 sorudan 12 soruya indirgenmiş Felsefe Grubu soru sayısı, 2018-2019 öğretim yılıyla 10. sınıflarda da zorunlu olacak olmasıyla beraber düşünüldüğünde açıklanması mümkün olmayan bir durum ortaya çıkarmaktadır.
“BUNA GEÇİT VERMEYECEĞİZ!”
Tek adamın buyruğuyla, hiçbir bilimsel altyapısı, pilot çalışması olmadan eğitim alanında alınan bu kritik kararlar, artık sadece eğitim sistemine değil, bilimselliğe de darbe vurmaya başlamıştır. Eğitim-İş olarak; çocuklarımızın/gençlerimizin hakkını arayan, bilgili yurttaşlar olabilmesi için elzem olan derslerin, MEB’in ve YÖK’ün keyfiyetiyle önemsizleştirilmesine izin vermeyeceğiz! Bu konuda itirazlarımızı eylemlerle sokaklara taşıyacak, felsefe ve coğrafyanın itibarsızlaştırılmasına karşı imza kampanyası başlatacağız! Bu ülkede bilimin de, bilim işgörenlerinin de, çocukları için bilimsel eğitim isteyenlerin de yalnız olmadığını göstereceğiz! Habertrak/Serhat Yeşilipek