Öyle bir zamanda yaşıyoruz.
Kimse kimsenin derdiyle ilgilenmiyor.
Hep benim istediğim, hep benim dediğim olsun.
Almış başını gidiyor.
Ancak öyle bir tutum ki bu; “Sadece kendisini ve çevresini düşünen insanları ortaya çıkarıyor.”
Yani kendinden başkasını düşünmeyen bireyler türüyor.
Oysa ki toplumda yaşamanın en önemli özelliği o topluma ait birer birey olmaktan geçmiyor mu ?
***
Televizyonlarda yayınlanan dizliler, sinema filmleri hep bireyselliğe itiyor insanları.
Birey olmak aile olmanın önüne geçiriliyor.
Halbuki bizi biz yapan en önemli etkenlerden biri aile olmayı bilmemiz değil mi?
Yani kendimizden önce ailemize, milletimize, vatanımıza değer vermemiz.
Bunu bizim toplumuzdan silmeye çalışıyorlar.
Bizler de farkında olmadan bu sisteme ayak uyduruyoruz.
Yakın zamanda aileye önem vermeyen çocuklar daha da ileri zamanda toplumuna önem vermez hale gelecekler.
***
Evet çağa ayak uyduralım.
Ancak çağa ayak uyduracağız derken yozlaşmayalım.
Kültürümüze sahip çıkalım.
Evet bazı şeyler şu anda gözümüze batmıyor olabilir.
Ancak bunlar ileride yaşayacaklarımızın ayak sesleri.
***
Bunu neden mi yazıyorum ?
Bizler eskiden mahallede büyüklere saygı duyardık.
Yani çekinirdik.
Şimdi bakıyorum.
Kimsede o saygıdan eser kalmamış.
Zaten çocuklar sokaklarda değiller.
Ancak aynı çevrede oturduğunuz sokakta olanların halini de sormayın.
Üzücü durumlar görüyorum.
İnanın bana bu daha başlangıç.
***
Ancak bunun sebebi sokaktaki çocuklarda değil.
Onları bu kadar başı boş bırakanlarda.
Yani ailelerde.
Bunu özellikle vurguluyorum.
Bu gidiş daha da kötüye gidiyor.
Evet anne ve babalar sizlere söylüyorum.
Çocuklarınıza sahip çıkın.
Ailenize sahip çıkın.
Topluma sahip çıkın.
Saygılar…