DOLAR
EURO
GRAM ALTIN
ÇEYREK A.
BITCOIN
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava
Google News

AH, ŞU BİZ BÜYÜKLER!

Yayın Tarihi: 06 Şubat 2025 | Son Güncelleme :

06 Şubat 2025 - 17:14

AH, ŞU BİZ BÜYÜKLER!

Ardı arkası kesilmeyen, üstelik de son derecede sarsıcı siyasi, ekonomik, sosyal, ulusal sorunlar… Gözaltılar, soruşturmalar, operasyonlar, tutuklamalar…

Acaba zihinlerimiz, zaten yeterince ilgilenemediğimiz çocuklarımızla ne kadar bunların altında ezilmeden ilgilenebilir?

Biz yetişkinlerin onlara yaptığı en büyük kötülük bu olsa gerek. Öyle ya; eğer zihin ilgilenmekte zorlanıyorsa fiilen ilgilenmek kolay mı?Kaldı ki ilgilenmenin nasıl ve hangi bakış açısıyla olduğu daha da önemli.

O günlerde Antalya’da ikamet ediyorduk. Şehrin önde gelen özel okullarından birinin ortaokul öğrencileriyle buluştum.

Bir ara “Bakın, anne babalarınız sizleri ne büyük masraflarla böyle bir okula gönderiyor. Değerini bilmelisiniz,” demiştim ki salonun arka taraflarından bir kız öğrencinin parmak kaldırdığını gördüm.

“Evet, yavrucuğum, seni dinliyoruz.”

Yerinden ağır ağır doğruldu, konuşmaya başladı. Ancak heyecanından ne söylediği pek anlaşılamıyordu. Yanıma çağırdım.

Bu kez hiç bir şey söylemiyor, sadece önüne bakıyordu.

“Evet, evlâdım. Seni dinliyoruz!”

Ses yoktu.

Bunun üzerine biraz yükselttim sesimi:

“Eveeet!”

Kısmen rahatlamış olsa gerekti ki tereddütlü şekilde de olsa konuşmaya başladı:

“Siz öyle diyorsunuz ama anne babalarımız bizleri böyle bir okulda okuttuklarını başımıza kakıyorlar!”

Salondan öyle bir alkış koptu ki “Bravo!”, “Helâl sana!” Aynen öyle!” haykırışları, ıslıklar, koltuklara vurmalar birbirini izledi.

Anlaşılmıştı. Tülin arkadaşlarına da tercüman olmuştu. Belli ki sadece gururları değil; kalpleri de kırgındı ve bir isyanın sözcülüğüydü yapılan.

Derken, başka bir öğrenci söz aldı oturduğu yerden. “Yapılan iyilik başa kakılır mı?” diye bağırdı. “Biz onların çocukları değil miyiz?”

Yine derken, bir başkası fırladı ayağa:

            “Neymiş de bizim için çok masraf yapıyorlarmış. Tabii yapacaklar! Biz onların çocukları değil miyiz?”

Gördüğüm manzara çok dramatikti.

Evet, aynen böyle. Anne babalar yaptıkları iyiliği çocuklarının başına kakıyorlardı. Bunu yabancı birine yapmak bile çok ayıpken kendi çocuklarına yapıyorlardı.

Oysa hani, sağ elin verdiğini sol el görmeyecek, yaptığımız bir iyiliği denize atacaktık da balık bilmezse Halik bilecekti?

Kaldı ki o iyilikleri çocuklarımız kadar kendimiz için, kendi geleceğimiz için de yapmıyor muyduk? Günü geldiğinde onların da bize bakacakları beklentisi ve hesabı yok muydu işin içinde?

Bunu yadırgıyor değilim. Elbette bir takım beklentilerimiz de olacak onlardan ama neden sadece onlar için yapıyormuşuz gibi davranmak?

Hani Orhan Veli bir şiirinde Süleyman Efendiyi anlatırken; “Hiçbir şeyden çekmedi dünyada / Nasırdan çektiği kadar” der ya, çocuklarımız da hiçbir şeyden çekmiyorlar bizlerden çektikleri kadar.

Umarım Türkiye biraz sakinleşir de daha fazla değinme fırsatımız olur çocuklarımızın sorunlarına. Daha doğrusu onlarla ilgili sorunlarımıza.

YORUM ALANI

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.