Geçen gün arkadaşlarla sohbet ediyoruz.
Sohbet döndü dolaştı siyaset oldu tabi.
Siyasilerin halkın ihtiyaçlarını tam olarak bilmediklerini söyledi biri.
Ve devam etti.
Siyasiler gerçekten halkın içinde olup onları dinlemeli. dedi.
Düşündüm, gerçekten böyle olabilir miydi?
Yani siyasilerimiz, eğer yapabilselerdi bunu, halk için ölümsüz isimlerden oluyorlar da.
Gerçekten yapılabilir miydi?
Cevabı sizde…
***
Ayrıca siyasilere ve seçilmişlere hatırlatmak isterim ki.
Üzgünüm ama sanırım halkın ihtiyaçlarını yanınızdaki danışmanlar bilmiyor.
İdareciler, müdürler, yardımcılar hep kendi cemiyetlerinde olmalarından dolayı halkı göremiyorlar.
Eğer siyasi ve seçilen biriyseniz, ilk işiniz sizi seçenleri tanımak, onları dinlemek olmalı.
Geçmişte padişahlar bile kendileri halkın içine girer farklı kıyafetler ile halkı inceler ve dinlermiş.
Kulaktan dolma bilgilerle idarecilik seçilmişleri bir yere kadar taşıyor.
Sonrası malum…
Bizim halkı dinleyen idarecilere ihtiyacımız var.
***
Tekirdağ valiliği bu konuda güzel bir çalışma yapmış.
Bazı günler “Halkla Buluşma Günleri” düzenleniyor.
Vatandaşlarla belirli yerlerde bir araya geliniyor.
Yörenin yaşayanları sorunlarını birebir anlatma imkânı buluyorlar.
Yani idareci halkın ayağına giderek sorunlarını dinliyor.
Hatta orada sorunlara çözüm üretiliyor.
***
Gönül ister ki seçilmişler de bunu yapabilsin.
Onlarda halkın arasına girsin.
Ancak yanlarında kendilerini yönlendiren kraldan çok kralcılar olmasın.
En azından onları sustursun.
Kendi sorsun, kendi dinlesin.
***
Böylece başkalarından duymak yerine, halkın gündemindeki konuları kendisi birebir yerinde tespit etmiş olur.
Gereğini de vereceği talimatla yaptırabilir.
Ayrıca herkesle birebir ilgilenemezler tabii ki.
Bunu biliyorum.
Ancak az da olsa bazı yerlerde seçim çalışması yapar gibi, halkla bir araya gelebilir ve onları dinleyebilirler.
