Bir vali nasıl devleti temsil ederse, bir belediye başkanı da halkı temsil eder.
Bir valiyi nasıl ki sabahın köründe ve hem de apar-topar evinden aldığınızda bu, devletin kendisini temsil edeni, dolayısıyla onun şahsında kendisini alması ise, aynı şeyi bir belediye başkanına yaptığınızda da bu, devletin halkı aynı şekilde evinden alması demektir.
Oysa böyle yapmayıp da, her ikisini de ilgili yere davetle çağrıda bulunursanız hem devletin itibarını zedelememiş, hem de halkın devletine olan güvenini sarsmamış olursunuz.
Tamam, elbette herkes suç işleyebilir. “Şu kimse asla suç işlemez,” diyemezsiniz. Dolayısıyla bir belediye başkanı da suç işleyebilir. Yine dolayısıyla eğer işlemişse görevden alınabilir. Ama görevden almak,ancak suçun sabit görülmesiyle olur. Tutuklanma ise sabit görülmesi değildir. Bu karar ancak yargılamadan sonra verilebilir.
Aksi takdirde başkanın temsil ettiği halka da aynı muameleyi yapmış olursunuz ki onu devletinden soğutmak ancak böyle olur.
Haklı veya haksız, başkanı görevden almanız hâlinde yerine kayyım atayamazsınız. Yerine yenisini görevlendirme hakkı o belediyenin meclisine aittir. Aksi takdirde yeni yönetici devlet tarafından atanmış olur ki bu, halkın iradesine, dolayısıyla halka indirilmiş darbeden başka bir şey olmaz.
Unutmamalı ki halkın iradesine karşı çıkanlar, halka karşı çıkıyorlar demektir.En büyük hukuksuzlukda halkın hukukunu çiğnemektir.Kendi iradesinin kazınmadığını gören halk da, hakkını arama eylemlerine başvurmak zorunda bırakılmış olur.
Sonuçta ortaya çıkansonuçkaostan, anarşiden, devletin kendikendisini yıpratmasından, halkın kendisine olan güveni sarsmasından başka bir şey olmaz.
Türkiye’de yıllardır olup biten bu. Bu ise başlıbaşına bir “beka” sorunudur ve asıl beka sorunu budur. Çünkü hem devlet halkının gözünde yıpratılmış, küçük düşürülmüş olur, hem de halk devletine olan güveni, saygıyı kaybetmiş olur.
Tekrar ediyorum: Halkın devlete, hukuka, adalete, anayasaya, yasalara bağlılığının sarsılmış olması başlıbaşına bir beka sorunudur.Çünkü buradan dirlik-düzenlik çıkmaz. Dirlik-düzenliğinin olmadığı yer de beka sorunu kaçınılmazdır.
Nitekim Aristodiyor ki: “Adalet önce devletten beklenir. Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.”
Devam edelim:
“Hiçbir şey bir devleti yasalara saygılı olmamak kadar yıpratmaz.” -Justiniaus Yasalarından
“Hukukunzayıfladığı yerde, güçlünün hukuku geçerli olur.” – Maurice Duverger
“Bir rejim, halkı adalete inanmaz hâle getirmişse o rejim mahkûm olmuş demektir.”–Montesquieu
“Suçlunun beraat edip, suçsuzun mahkûm olduğu yerde adaletten söz edemezsiniz.” – Maurice Duverger
“Hukuk olmadan düzen olmaz.” – Albert Camus
Nokta.