
Mahşerî bir kalabalık. On binlerce insan. Her yer hıncahınç. Pek çok insan gözyaşlarına engel olamıyor.
Oysa Manisa’nın eti-budu ne? Merkez nüfusu topu topu 357 bin.
Bir insan bu kadar mı sevilebilir? Nasıl olur da gönülleri bu derecede fethetmiş olabilir?
Sadece Türkiye’de değil; belki de dünya siyasi tarihinde bile siyasetçiye gösterilmemiş bir sevgi halesi. Yer-gök tekbir sesleriyle inliyor.
Öyle anlaşılıyor ki sadece 15 aylık belediye başkanlığı sırasında değil; partisinin il başkanlığı sırasında da çok sevdirmiş kendisini hemşerilerine. Belediye başkanlığını 67 yıl sonra kazanmış olmasının başka bir açıklaması olamaz.
Her siyasî görüşten insanı cenazesinin etrafında toplayarak ölümüyle bile hizmet etmiş oldu Manisa’ya da, ülkesine de.
Bir siyasînin dürüst, namuslu, çalışkan, güvenilir, mütevazı bir halk adamı olması hâlinde ne kadar başarılı olabileceğini de kanıtladı, Ferdi Zeyrek. Demek ki pek çok siyasetçi gibi asla kaşarlanmış, araziye uymuş, doğruluktan sapmış değildi.
Bence yeni nesil bir siyaset adamıydı o. Hem de Türkiye’den kolay kolay çıkmayan yeni nesil bir siyasetçi. “Siyasetçi” demek yanlış olur belki de. “Yeni nesil bir insan, yeni nesil bir halkçı” demek daha doğru olacaktır.
Ferdi Zeyrek’le hem Türkiye siyaseti, hem CHP yepyeni bir aşamaya gelmiş oldu.Özellikle de gençlere umut aşılayan bir aşama. Sadece gençlere mi? Hiç kuşkusuz halkın tamamına da.
Kendisine rahmet diliyorum ama buna bir ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Zira Allah’ın üzerine hem de cömert bir şeklide rahmet indirdiğine inanıyorum.
Özgür Özel’e gelince…
Onun da bütün hasbî ve insanî vasfını öğrenmiş olduk böylece. Özellikle de Ferdi Zeybek’i kabre kendi elleriyle teslim etmesi; üzerinde çok durulması, çok takdir edilmesi gereken bir teslim edişti. Böylece onun da politikacıdan önce “insan” ama “iyi insan” olduğunu öğrenmiş olduk.
Ve bir şeyi daha öğrenmiş olduk ki halkın bir kesimi CHP’nin çok günahını almış!
Bütün bu gelişmelere rağmen parti içindeki bazı kimselerin hâlâ bu gerçeği ve partilerinin yükselişini görmezden gelerek, onu hem de mahkeme kapılarında ele geçirme çabası içinde bulunmaları siyasi tarihimizin yazacağı hazin tablolardan biri olacaktır.
Umarız, en kısa zamanda akıllarını başlarına toplarlar da, bu açık gerçeğin farkına varıp vazgeçerler girişimlerinden.