İsrail’le yapıldığı iddia edilen ticarete son verilmesini isteyen dokuz kişi tutuklandı.
Gerekçe: Cumhurbaşkanına hakaret ve 2911 sayılı gösteri kanununa muhalefet.
Karar ne Anayasa’nın “Herkes önceden izin almadan silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir,” diyen maddesine, ne de bahsi geçen gösteri kanununa uygun. Zira yaptıkları iş ne toplantıdır, ne de gösteri yürüyüşü.
Kaldı ki o suçları işlemiş bile olsalar tutuklanmaları şart mıydı? Hukukta bir de“tutuksuz yargılama” ilkesi yok muydu?
Hepsi bir yana, nasıl olur da attıkları sloganlar ve açtıkları pankartlar cumhurbaşkanına hakaret olur?
İşte onlardan bazıları:
“Gemiler Gazze’ye, Hayfa’ya değil İsrail’e gidiyor,” “Siyonistler ve Siyonist gemileri ülkemizde serbestçe dolaşıyor,” “Özgür Gazze,” “Neden Azerbaycan petrolü gidiyor,” “Soykırımı körüklemeye son verin.”
Bunların neresinde cumhurbaşkanına hakaret var?
Filistin davasına sahip çıktıkları için takdir edilmeleri, hatta ödüllendirilmeleri gerekirken nasıl olur da tutuklanırlar?
Bunun bir tek nedeni olabilir; o da onlar gibi düşünenlere, yani Filistin davasına sahip çıkanlara gözdağı vermek.
İyi de yargının görevi gözdağı vermek midir, yoksa anayasaya ve yasalara uygunhareket etmek mi?
1988 yılında Kenan Evren cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanlığı Konseyide işbaşında. O günlerde yazdığım bir yazı nedeniyle cumhurbaşkanına hakaretten yargılanmış, 32 ay hapis cezası almış, ama tutuklanmamıştım. Ceza paraya çevrilmişti.
Neden askerî darbecilerin işbaşında olduğu günlerini bile aratıyorlar bu topluma?
Farkında değiller ki cumhurbaşkanına bile iyilik yapmıyorlar. Zira bu haksız ve adaletsiz kararların hepsi de onun hanesine yazılıyor.
Kaldı ki takdir hakkıkeyfi kullanılamaz. Bir gün gelir, o da soruşturma konusu olur.
Şimdi bu kararı ve benzerlerini öğrenen Filistinliler ne düşünüyor, ne hissediyor acaba? Sayın Erdoğan’a duydukları sevgi, saygı ve güvenleri arttı mı, eksildi mi?Ve acaba kimler sevindirilmiş oldu katliamcılardan ve Siyonistlerden başka?
Umarım, bunları yazdık diye biz de tutuklanmayız.
Böyle söyleme ihtiyacı duymak bile çok hazindir ülke, hukuk, adalet, demokrasi ve gelecek için!
Ve son sözüm: Yaşasın Filistin, Filistin davası vesavunucuları!