
Beşiktaş Belediyesine düzenlenen operasyon hakkında CHP’li yöneticiler şöyle şeyler söylüyorlar:
“Bunun adı Türkiye’nin birinci partisinin kamuoyu nezdindeki algısını zayıflatma çabasıdır.
Bunun adı Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar yürüyüşünü durdurma çabasıdır.
Yapılan operasyon Cumhuriyet Halk Partisi’ne yapılmış bir operasyondur.
Yapılan operasyon Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar yürüyüşünü durdurmaya yönelik bir operasyondur,” vs.
Bu söylenenlerin hepsi doğrudur ama bunlarla sınırlandırmak olup bitenleri yeterince kavrayamamak, o nedenle de basite indirgemek olur.
Zira yapılan operasyonlar sadece bir partiye değil; aynı zamanda ve ondan da önemlisi millî iradeye ve demokratik rejime yapılmış olmaktadır.
DEM’li olanlar dâhil, belediyelere yapılan operasyonlara ve kayyım atamalarına baktığımızda ortaya çıkan tablo budur.
Çünkü millî irade, yani halkın kararı, hem de fütursuzca çiğnenmiş, paspas edilmiş olmaktadır.
Dolayısıyla insanlarımız adam yerine konmamış olduğu için onların kişiliğine yapılan bir saldırıdır. Deyim yerindeyse onları takmamaktır.
Zaten çok zayıflamış/zayıflatılmış olan demokratik rejime saldırıdır.
Yine zaten zayıflamış/zayıflatılmış olan insan hak ve özgürlüklerine saldırıdır.
Yapılanların hemen hepsi de hukuksuz ve kanunsuz olduğu için de hukuka ve yasaları saldırıdır.
Halkın büyük bir çoğunluğunu önemsemediği için de toplumsal barışa saldırıdır.
* 1789 Fransız Devriminin fikir altyapısını hazırlayanlardan Jean Jacques Rousseau;“Gerçek demokrasi hiç kimsenin halkın üzerinde bir güce sahip olmamasıdır,” demişti ama ne yazık ki bugünlerde ülkemiz, halkın üzerinde bir güce sahip olduğunu vehmedenlerle karşı karşıyadır.
Bu bir vehimdir, zira böyle bir güç ancak geçici olabilir.
Öyle ki diktatörlüklerde bile gün gelmiş, halklar o diktatörleri sırtlarından atmayı bilmişlerdir.
İktidar ve mutlak iktidar ile demokrasi üzerine çok sözler söylemiş ünlü İngiliz yazar ve tarihçisi LordActon; “Demokrasinin kötü yanı, çoğunluğun tiranlığına dönüşme riski taşımasıdır,” der.
Dileyelim, bizde de öyle olmasın. Ama bu, öncelikle olup-bitenleri doğru görüp, doğru değerlendirmekten geçiyor.
Basite indirgemekten hiç değil.