Milletvekilleri görev ve sorumluluklarının bilincinde olmalı
Neden Önemli?
Son Tüzük Kurultayında CHP milletvekillerinin çoğunun etkisiz olduğu görüldü.
O nedenle milletvekillerine görevlerini hatırlatmak gerekiyor.
Detaylar
Milletvekillerinin görev tanımı üç alanda, (1) Mecliste,(2) Partide ve (3) seçim çevresinde yapılacak çalışmaları içerir.
Bazı ülkelerde milletvekillerine “temsilci” denir.
(1) Mecliste, milletvekillerinin halkın temsilcisi olarak, yasa yapma, tartışma, komisyonlarda çalışma, ulusal konularda karar alma, ve yönetimi kontrol etme gibi görevleri vardır.
(2) Milletvekili bir parti üyesi ise, partisinin savunduğu fikirleri yaymak, üyeleri eğitmek, motive etmek, onlara rol modeli olmak, seçim kazanacak stratejiler geliştirmek gibi görevleri ve sorumlulukları bulunur.
Parti kongrelerinde partililerin istekleri dikkate alınmalı, parti içi demokrasiyi gözeterek liyakatli partililerin önü açılmalı, aktif, çağdaş, yenilikçi halkın sesi olan bir parti oluşturmak ve partiyi sürekli iyiye doğru götürmek için çalışmalar yapmalıdır.
Bu kapsamda, gerekli tüzük, yönetmelik değişikliklerine, akılcı uygulamalara öncülük etmelidir.
(3) Seçim çevresinde ise halkın ihtiyaçlarına duyarlı olmalı, halkın sorunlarını anlamak için forumlar, halk toplantıları düzenlemeli, yerel gazeteleri izlemeli, yerel parti örgütleri ile yakın işbirliği içinde bulunmalıdır.
Ayrıca etkinliklere katılmalı, okulları, işyerlerini, sivil toplum kuruluşlarını ziyaret etmeli ve mümkün olduğunca çok sayıda insanla tanışmaya çalışmalı.
Mecliste halkın sorunlarını dile getirmeli halkın sözcüsü olmalıdır.
Bir milletvekili, Meclis, Parti ve seçim çevresinde yapacağı çalışmalara mümkün olduğu kadar eşit değer vermeli ve gerekli vakti ayırmalıdır.
Örnek
CHP’nin son Tüzük Kurultayı, parti içi demokrasiyi pekiştirecek bir tüzük bekleyen partililer için bir hayal kırıklığı ile sonlandı.
Yeni tüzük eskisinden de kötü oldu.
Tekirdağ milletvekillerine rastladığım toplantılarda “Yeni tüzükten memnun musunuz?” “Neden tüzük konusunda etkili olamadınız?” gibi sorular yönelttim.
Her üç milletvekili de tüzük konusunda çaresiz olduklarını belirtircesine, sorularımı gülümseyerek, yersiz bulduklarını söyleyerek veya sessizce uzaklara bakarak cevapladılar.
Anlaşılan Tekirdağ CHP milletvekilleri parti üyesi olarak yapmak zorunda oldukları bir görevi yerine getirmemişler veya getirememişler.
Onları parti yönetimi bir şekilde engellemiş, devre dışı bırakmış olabilir.
Veya milletvekillerimiz tüzük konusuna ilgisiz kaldılar ve inisiyatif kullanmadılar.
Her iki durum da kabul edilemez.
Parti yönetimi, tüzük konusunda partilileri büyük beklenti içine sokmuştu.
Sonuç hayal kırıklığı.
Anlaşılan bazı yöneticilerimiz ve milletvekillerimiz nasılsa ele geçirdikleri koltuklarından ve mevcut durumlarından memnunlar.
Partinin geleceği, parti içi demokrasi pek umurlarında değil.
Tüzük konusunda heyecanla çalışan, araştıran, yeni yaklaşımlar ileri süren kişilerin hiçbiri dikkate alınmadı.
Seçim sistemleri konusunda bir şey bilmediklerinden emin olduğum il temsilcilerinin hazırladığı söylenen ama bazı yöneticilerin dikte ettirdiği anlaşılan bir tüzük taslağını delegeler gözü kapalı oyladı.
Böylece bazı milletvekili veya partide yönetici olmuş kişilere pek güvenilmeyeceği de görülmüş oldu.
Bu adamların çoğu tepeden inmiş, “şanslı” kişiler.
Bu tiplerin, bağımsız bir üyenin, bir mahalle delegesi olmak için bile onuruyla yaptığı mücadeleyi anlayacaklarını beklemiyorum.
Biliyorsunuz, mevcut uygulamada mahalle delegesi olmak için ilçe başkan adayının isminizi blok listeye yazması gerekiyor.
İsminiz, ancak başkan adayının yakın arkadaşı, akrabası, hemşerisi, mezhepdaşı olmanız veya ona bir şekilde şirin görünmeniz halinde yazılabilir.
Adil bir seçim yöntemi olarak çarşaf listelerin kullanılması, blok listelerin kalkması veya seçim blok liste ile yapılıyorsa, listelere ve bireysel adaylara verilen oyların orantılı sayılması isteniyordu, olmadı, böyle bir madde tüzüğe konmadı.
On binlerce öneri geldi diyorlardı, ya yanlış saydılar, ya da hepsini çöpe attılar.
Yanlış sayılmış olması daha mümkün, çünkü geçen yıl ilçe kongresinde, 200 delegeye “İnternetteki tüzük öneri sitesine bir şeyler yazan var mı?“ diye sorduğumda, kimse elini kaldırmamıştı.
Gelen öneriler de ”ön seçim olsun” gibi klişe laflardır.
Sonunda, milletvekillerinin, parti meclisi üyelerinin sus pus olduğu bir ortamda, bir-iki yöneticinin hazırladığı taslak, apar topar, neye oy verdiğinin farkında olmayan, bir an önce toplantı bitsin diyen delegelere sunuldu ve oylandı.
Bir arkadaşım “biz bir yıldır hazırlanırken, delegelere sunulan yeni tüzükteki sözde değişiklikleri yazmak için komisyona 25 dakika yetmiştir” diyordu.
Çok doğru.