Yanılmıyorsam bu konuyu üçüncü kez taşıyorum köşeme. Zaman zaman da taşımaya devam edeceğim. Uyandırıncaya kadar.
Başlayalım öyleyse:
Çocukluksaflıktır, masumiyettir, kutsallıktır.Çocuğa değer vermek sadece sevmekle olmaz. Onu da dinlemek, ona da saygılı davranmak, onun da görüş, düşünce ve tercihlerine değer vermektir. Ona değer vermek ise aynı zamanda halka, geleceğe, insanlığa değer vermektir.
Onları iyi yetiştiremiyorsanızsadece bugünler değil; gelecek de kötü olacak demektir. Bunun olmaması için önümüzde tarihî bir örnek var: Atatürk’ün çocuğa bakışı.
Bu öyle bir bakış ki değil bizde; dünyada bile yanına yaklaşabilen yok.Örneğin o büyük insanın çocuğa verdiği değeri ne çağdaşlarından Churchill’de görebilirsiniz, ne de Gandhi, Lenin, Mao, Roosevelt, Adenauer, vs.’de, ne de daha sonra gelenlerde.
Bu öylesine yalın bir gerçekliktir ki örneğin onların hiç biri de çocuğu bir kralın da bulunduğu masasına almış, başbakanla arasına oturtmuş, resim sergisine götürmüş, halkın arasına taşımış, devlet yöneticilerinin önünden yürütmüş, birlikte salıncağa binmiş değildir.
Bu iddialı sonuca nereden vardım?
Google’da her liderin adıyla çocuk sözcüğünü birlikte girerek 60 bine yakın görsel taradım. Sadece Türkçe ve İngilizce olarak da değil. “Çocuk” sözcüğünün kendi dillerindeki karşılığıyla da yaptım bu işi. Örneğin Lenin için Rusçası, De Gaulle için Fransızcası, Adenauer için Almancasıyla yaptım bu işi. Dahası Lenin için Kiril Alfabesi, Mao için Çin Alfabesiyle de yaptım.
Ortaya çıkan sonuç:
Atatürk’ün bir çocuk veya çocuklarla birlikte görülen 400’e yakın fotoğrafı varken, diğerlerinde bu sayı ortalama 50’yi bile bulmuyor.Bazılarında sadece sekiz-on, bazılarında ise sadece üç-beş.
Hiç mi gözümden kaçan olmamıştır? 60 bine yakın görsel taranırken kaçmış olmaması düşünülemez. Ancak istisnaların kuralı bozması, yani sonucu etkilemesi de düşünülemez. İstisnalar ise ancak kuralın doğru olduğunu kanıtlar.
Evet, diğer liderlerin bir çocuk veya çocuklarla bir araya gelişlerinin hepsi de fotoğraflanmış olamaz hiç kuşkusuz ama aynı şey Atatürk için de geçerlidir hiç şüphesiz.
Üstelik de Batılı liderlerin çoğunun yaşadığı yıllarda hem fotoğrafçılık, hem foto muhabirliği, hem de bazılarının döneminde kameramanlık çok daha gelişmiş olmasına karşın ortaya çıkan tablo bu. Yine üstelik Lenin ve Kennedy dışında hepsi de Atatürk’ten daha uzun yaşamış olmalarına rağmen.
Çocuk aynı zamanda sevgi demektir. Barış, safiyet, masumiyet, dostluk, kardeşlik, arkadaşlık, iyilik, güzellik demektir. En saf duygular demektir. Çocuğa değer vermek; bunlara da değer vermektir. Bunlara da özellikle içinde bulunduğumuz barıştan uzak ülke ve dünya koşullarında büyük ihtiyaç vardır.
İşte buradan hareketle diyoruz ki o büyük insanımızın çocuğa verdiği değeri evvela kendi insanımıza, daha sonra da bütün insanlığa anlatma sorumluluğumuz vardır. Böyle bir anlatım dünya barış ve kardeşliğine katkı yapmaya adaydır.
Bakalım Türkiye’de hangi kurum veya kuruluş uyanıp da el atacak bu konuya.