Ne yapsak anlatamıyoruz.
Bazı insanlar sanki inatla hala söylediklerimizi anlamak istemiyorlar.
İnat mı ediyorlar?
Yoksa başka amaçları mı var?
İnanın ben de tam bilemiyorum.
Öyle şeyler öyle istekler geliyor ki bazen şaşmamak elde değil.
Şaşırınca da ne yapacağımızı bilemiyoruz.
O kadar karmaşık bir durum ortaya çıkıyor ki elli akıllı bir araya gelse bu durumu toparlayamazlar.
Bazen ; meşhur Türk Sineması karakterlerine benzetiyorum hayatımın bir kısmını.
Öyle ilginç olaylara şahit oluyorum ki ; ne diyeceğimi şaşırıyorum.
Aslında şaşkınlığım çok kısa süreli oluyor.
Hemen kısa sürede bir cevap verebilecekken sırf karşıdaki insanın yerine kendimi koyarak ona kırıcı bir cevap vermiyorum.
***
Talep ve istekleri ele alıp onların gözünden değerlendirmeye çalışıyorum.
Böyle bir empati duygusu içinde olunca komikte olsa onların taleplerini bazen kırmamak adına yapıcı cevaplar vermeye gayret ediyorum.
Hal böyle olunca da biraz umut dağıtan bir tip oluyoruz.
Aslında umudun olması çok güzel bir şey.
Ancak gereksiz yere de umut vermek umut tacirliğinden başka bir şey değil.
Çok yaman bir çelişkiden bahsediyorum.
***
Yani birilerini kırmamak adına onların saçma isteklerinin olamayacağını yüzüne vurmak yerine çok yapıcı bir şekilde neden yapılamayacağını anlatmaya çalışıyorum.
Ancak bir söz vardır.
Siz ne kadar çok bilirseniz bilin. “Bilginiz ancak karşınızdakinin sizi anlayabileceği kadardır.”
Bu gerçekten çok yerinde ve anlamlı bir sözdür.
O sebeple bazen insanları kırmamak adına yersiz söylem ve isteklerinin önüne geçmek için kırıcı olmadan anlatmaya gayret ediyorum.
***
Ancak bazen öyle şeyler oluyor ki, ister istemez açık bir şekilde olmayacağını söyleyerek karşınızdakini biraz kırabiliyorsunuz.
İnsanlar isteklerinin kesin ve net bir dille olmayacağını yapılmayacağını söyleyen kişileri, idarecileri pek sevmezler.
Bir çok atasözü ile örnek verebilirim de.
En yerinde olan “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” olacaktır.
Demem o ki; doğru söylemek her zaman iyi karşılanmıyor.
Hele ki birde idareciyseniz inanın bana bu durum sizi çok zorlayacaktır.
Anlayacağınız ister istemez karşınıza taleple gelen kişiyi onu kırmadan hoş bir şekilde isteğinin olamayacağına ikna etmeniz gerekiyor.
***
Vazgeçirmek hele ki bir de saplantılı insanları vazgeçirmek çok zor iştir.
Onlara olumsuz bir şey söylerseniz.
Sizden kötüsü yoktur.
Yaptığınız her iyilik bir kenara atılır.
Artık sizi sevmezler.
Yaptığınız tüm işlere art niyetli bakarlar.
Sizin idareciliğiniz onların istediğini yaptığınız sürece değerlidir.
İstedikleri olmazsa onların gözünde sizin görev süreniz bitmiştir.
Elinden geleni yaparlar.
Ayak kaydırma da dahil hep sorun çıkarırlar.
Bir yerde artık sizde yeter dersiniz.
Neden bu kadar anlattım?
İnsanlarla uğraşmak apartman yöneticisi olmak zor iş ….
