“Sendikal faaliyetlere yönelik saldırıları kınıyoruz”
Eğitim Sen Tekirdağ Şube Başkanı Oktay Özçelik, geçtiğimiz hafta yargı eliyle gerçekleştirilen siyasal operasyon ve sonrasında yaşanan gelişmelere dair önemli bir açıklama yaptı. Özçelik, yaşanan olayların halkın iradesine, yerel demokrasiye ve muhalefet olasılığına duyulan tahammülsüzlüğün bir yansıması olduğunu belirtti. Özçelik, üniversite öğrencilerinin almış olduğu boykot kararının yalnızca adalet talebiyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda iktidarın tahakküm kurduğu tüm alanlara karşı bir öfkenin ifadesi olduğunu vurguladı.
Özçelik açıklamasında; “MYK üyelerimiz savcılıkta verdikleri ifadenin ardından ev hapsi istemiyle mahkemeye sev
edilmiş ve bütün MYK üyelerimiz hakkında iki hafta ev hapsi ve sonrasında haftada bir imza atmak
üzere adli kontrol cezası verilmiştir. Tıpkı diğer tutuklamalar gibi, MYK üyelerimize verilen bu
cezalar da hukukun, sendikal hak ve özgürlüklerin askıya alındığının somut göstergesidir. MYK
üyelerimize verilen bu cezalar doğrudan doğruya Eğitim Sen’in sendikal faaliyetlerini engelleme
amacı taşımaktadır. Ancak Eğitim Sen geçmişte olduğu gibi, bu tür baskı ve yıldırma politikaları
karşısında geri adım atmayacak sendikal faaliyetlerini kesintisiz sürdürecektir.”dedi.
“MÜCADELE EDECEK, BİRLİKTE KAZANACAĞIZ”
Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu’nun 24 Mart 2025 tarihinde toplandığını ve öğrencilerin anayasal haklarını kullanabilmesi için öğretim elemanları açısından 25 Mart 2025 tarihinde bir günlük “hizmet üretmeme” kararı aldığını belirten Özçelik, sendikanın tarihsel sorumluluğu gereği öğrencilerin demokratik tepkilerini sahiplenmek ve onları yalnız bırakmamak adına bu adımı attıklarını ifade etti.
Ancak Özçelik, bu meşru dayanışmanın, iktidar blokunun ve siyasallaşmış yargının Eğitim Sen’i hedef almasına yol açtığını belirterek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Eğitim Sen’i ve sendikal faaliyetlerini hedef alan “suç işlemeye alenen tahrik etme” gerekçesiyle başlattığı soruşturmayı hukuki dayanaktan yoksun, gerçekleri çarpıtan ve sendikayı hedef gösteren bir tutum olarak nitelendirdi. Aynı şekilde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın da benzer bir soruşturma başlattığını ve Merkez Yürütme Kurulu üyelerinin ifadeye çağrıldığını belirtti.
Eğitim Sen’in sendikal haklarının, uluslararası sözleşmeler ve anayasa ile güvence altına alındığını dile getiren Özçelik, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve ILO’nun 87 ve 98 sayılı sözleşmeleri doğrultusunda kamu emekçilerinin iş bırakma hakkı olduğunu ifade etti. Özçelik, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sendikal hakları kullanan Eğitim Sen’e yönelik soruşturma açmasının suç teşkil ettiğini söyledi ve yargı organlarının görevleri arasında yasal hakları koruyanları tehdit etmek olmadığının altını çizdi. Haber Merkezi
