
Tanrı öldü mü? Var mıydı ki ölsün? Var idiyse kim öldürdü? Nasıl Öldürüldü? Öldürülenin tanrı olduğundan söz etmek onun tanrı olmadığı anlamına gelmez mi?
Yanlış anlamayın, konumuz “Tanrı öldü” diyen Nietzsche filan değil. Bu ünlü sözü bile o kadar yanlış anlaşıldı ki çoğu zaman tanrının varlığına inanmayan insan olarak bilindi.
Oysa demek istediği şuydu: Başta Hristiyanlık inancıyla olmak üzere hem ruhlarımız, hem de zihinlerimiz öylesine köleleştirildi ki içimizdeki tanrıyı, yani tanrı inancını öldürdüler. Dolayısıyla Nietzsche inançsız değildi. Tam tersine inancı güçlü olduğu için söylemişti o sözü. Sadece kilisenin hegemonyası demek olan geleneksel inançtan çok farklıydı inancı, o kadar.
Aynen Karl Marx’ın“din afyondur” sözünün yanlış anlaşıldığı gibi yanlış anlaşıldı çoğu kimse tarafından. Zira Marxda dini değil; dinin insanlar tarafından uyuşturucu olarak kullanılmasını kastediyordu.
Şimdi gelelim asıl konumuza…
Bizde Tanrı öleli, daha doğrusu öldürüleli yıllar oldu.
Neyi mi kastediyorum? Şunu: Eğer bir ülkede hak, hukuk, adalet, erdem, dürüstlük, vicdan, merhamet, şefkat, iyilik, yardımseverlik, masumiyet gibi en yüksek moral ve ahlaki değerler öldürülmüşse, içimizdeki tanrının da öldürüldüğü anlamına gelir bu.
Nasıl gelmesin ki?
Eğer yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, haksızlık, hukuksuzluk, münafıklık, adaletsizlik, rantçılık, acımasızlık, zalimlik, utanmazlık, haram-helâl nedir bilmemek, kısacası kutsalsızlık…
Bütün bunlar hem de yüzsüzce, pişkince, arsızca sergilenebiliyor veya icra edilebiliyorsa ortada tanrı mı kalır? Kalmaz ama onun yerine iki tanrı yarattılar: Para ve iktidar. Haa bir de riyakârlık, münafıklık, ikiyüzlülük, samimiyetsizlik, takiye.
Bir örnek: Zorlu Holding genel müdürünün, çalışanlarına Ramazan ayının kutlanmasını istemeyen bir mail gönderdiğini hatırlıyorsunuzdur. Vay, sen misin istemeyen? Hemen gözaltı. Gerekçe? İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engellemiş olmak. Oysa TCK’nun ilgili 115. maddesinin bunun için cebir ve şiddet kullanılmasını şart koşuyor.
Onlar bilmez mi böyle olduğunu? Öyleyse nedir bu yaptıkları?
Halka denmek isteniyor ki işte bizler bu kadar yüksek derecede dindar insanlarız. Yani yapılan şey din istismarından, halka dindar görünme çabasından başka bir şey değil. Yine yani dini para için, iktidar için araç olarak kullanmak.
Tanrı işte böyle öldürüldü bu ülkede. Hem de Allah diye diye öldürüldü. Kur’an diye diye öldürüldü. Din-iman, namaz-niyaz diye diye öldürüldü.Tıpkı dini uyuşturucu gibi kullanıp önlerine gelenin ruhunu öldürdükleri gibi.Değilse özellikle gençler arasında bu denli artar mıydı deistlik, ateistlik?
Bakalım tanrı buna sebep olanları ne zaman ve nasıl öldürecek… Yoksa diyorum, çoktan öldürüldüler de farkında mı değiller? Öyle ya; ölen öldüğünün nasıl farkında olabilir?
Ünlü ilahiyatçı GabrielVahanian, 1961’de yayınlanan Tanrının Ölümü kitabında seküler kültürün kutsallık kavramını yok ettiğini, metafizikten yoksun bıraktığını söylerken yanılmıştı ama kolay mıydı kutsallığın seküler kültür değil de dinci ve muhafazakâr kültür tarafından yok edileceğini öngörmek?