VENEDİK KOMİSYONU Venedik Komisyonu, Avrupa Konseyi Genel Sekreterliğine bağlı “İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü Genel Müdürlüğü”nün yapısında bir bölüm. Resmi adı “Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu”. Anayasa hukuku uzmanlarından oluşan bir komisyonu oluşturma fikri, Berlin duvarı yıkıldıktan sonra, 1989’da Avrupa’da ortaya çıkan yeni demokrasilere yardım amacıyla İtalyan Bakan Antonio Mario La Pergola tarafından ortaya atıldı. La Pergola’ya göre sürdürülebilir demokrasiler ancak hukukun üstünlüğüne dayalı anayasal bir çerçevede inşa edilebilirdi. Komisyonun ilk toplantısı 31 Mart 1989’da, Venedik’te, Avrupa Konseyi üyesi ülkelerin Dışişleri, Adalet Bakanları ve Anayasa Mahkemesi başkanlarının katılımıyla yapıldı. Venedik Komisyonu, devletlere demokratik anayasaların kabul edilmesinde yardımcı olmanın yeterli olmadığının, bu metinlerin gerçekte uygulanması gerektiğinin bilincinde. Komisyon, üye ülkelere anayasal desteğin yanında seçimler, referandumlar, siyasi partiler konularında da yardımcı oluyor, raporlar hazırlıyor. Aşağıda, Komisyon’un siyasi partiler alanında yayınladığı iki çalışmadan bahsedeceğim: Siyasi Partilerin Düzenlenmesine İlişkin Kılavuz ve Siyasi Partiler Alanında İyi Uygulama Kuralları. |
SİYASİ PARTİLERİN DÜZENLENMESİNE İLİŞKİN KILAVUZ
Siyasi Partilerin Düzenlenmesine İlişkin Kılavuz, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın Demokratik Kuruluşlar ve İnsan Hakları Bürosu ile ortaklaşa hazırlanmış. Kılavuzda 11 temel ilke belirleniyor ve açıklanıyor. Bu ilkeler özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına ve önceki Venedik Komisyonu belgelerine dayanıyor: 1-Siyasi Partilerin Örgütlenme Özgürlüğü; Yasallık Karinesi 2-Saygı Gösterme, Koruma ve Kolaylaştırma Görevi 3-İfade ve Düşünce Özgürlüğü 4-Siyasi Çoğulculuk 5-Kısıtlamaların Yasallığı ve Meşruiyeti 6-Kısıtlamaların Gerekliliği ve Orantılılığı 7-Etkili Çözüm 8-Siyasi partilere eşit muamele 9-Siyasi Partiler İçinde ve İçinde Eşit Muamele, Özel Tedbirler, Parti İçi Demokrasi 10-İyi Yönetim 11-Hesap verebilirlik Kılavuz, ülkelerin Siyasi Partiler Yasaları için bir çerçeve çiziyor. Örneğin 155. paragrafta şöyle bir ifade var: “…siyasi partilerin üyelerinin sayısı (isimlerinin kaydı), kongrelerinin sıklığı, özellikleri, toplantıları, bölgesel şube ve alt bölümlerinin faaliyetleri üzerinde aşırı devlet kontrolünden kaçınılmalıdır.” |
SİYASİ PARTİLER ALANINDA İYİ UYGULAMA KURALLARI
Siyasi Partiler Alanında İyi Uygulama Kuralları, siyasi partilere yönelik yol gösterici, hukukun üstünlüğü, demokrasi, ayrımcılık yapmama, şeffaflık ve açıklık gibi ilkeleri hatırlatıyor. Herkesin bir siyasi partiye üye olup olmama ve hangi partiye üye olacağı konusunda özgür olması gerektiğinin altını çiziyor. En iyi uygulamalarda, bir üyenin partiden ihracı için açık prosedürlerin bulunması gerekir. Siyasi partilerin örgütlenmesi, şeffaflığın yanı sıra temsiliyet ve kabul edilebilirlik, sorumluluk ve hesap verebilirlik temel ilkelerine tabi olmalıdır. Parti yöneticileri her düzeyde demokratik olarak seçilmelidir. Parti finansmanı hesap verebilirlik ve şeffaflık ilkelerine uygun olmalıdır. Parti programının hazırlanması siyasi partilerin önemli işlevlerinden biridir. Bu program, üyelerin tartışmalarının sonucunda hazırlanmalı ve yerleşik prosedürlere göre onaylanmalıdır. Raporda bahsedilen kuralların temelini oluşturan genel ilkeler, parti yönetiminde olanlar ve onların muhalifleri için de geçerlidir. Parti üyeleri, partiye olan bağlılıkları ile makamdaki görevleri arasında net bir ayrım yapmalıdır. Raporun 179-183. paragraflarında üyeler ve sempatizanlar için eğitim programlarından bahsediliyor. Demokrasi, katılım, beceriler gibi konularda eğitim yapan Avrupa partilerinden örnekler veriliyor. 59 sayfalık raporda, ayrı ayrı numaralanmış 215 paragraf var. CHP’nin tüzük çalışmalarında bu raporun göz önünde bulundurulması yararlı olur. |