
Tekirdağ Kiraz Festivali herkesin bir anısının olması gereken, tüm şehri kucaklayan sanatsal bir gösteriye dönüşmesini en çok isteyenlerden birisi olarak, yine de bir yerde emek ve halk varsa; her sözcüğe özenle dokunacağım…
Festivalin açılış günü, gününün akşamı her zaman renkli ve coşkulu olur. Osman Tabak deve üzerinde şehir insanlarını selamlarken, caddelere dizilmiş insanların gözlerindeki ışıltıyı dün gibi hatırlıyorum. Kentler aynı zamanlarında kent bilincini, kent hafızasını şölenleriyle sağlamlaştırır, kültürel bir değere dönüştürürler…
59.yılı olması çok anlamlıdır. Yarım yüzyılı çoktan aşmış ve şehir nüfusu festival başladığından bu yana yüz binlerce insanın gelmesiyle milyonu geçmiştir. Ama hep aynı çadır kültürü nereye kadar? Aynı alanda butik otel sıcaklığında kaç kişiyi ağırlayabilirsiniz?
Ne yazık ki şehrimizin kiraz festivali kirazının dışında köfte, sucuk dumanlarının her yanı sarmasıyla anılmaya başladı. Niçin? Bu festival fuar alanı olacak, olması gereken bir yere taşınmıyor?
Evet, bu festival yıllardır ve binlerce emeğin karşılığıdır. Bu geleneği yaşatmak için çaba sarf eden bütün Tekirdağlı hemşerilerimi alkışlıyor, takdir ediyorum. Onların özverisi sayesinde, Tekirdağ her yıl bu şenlikli atmosferi soluyabiliyor.
Soluduğumuz her yere yayılan sucuk dumanlarına ne demeli? Küçük alana sıkışmış binlerce insana sunulan etkinliklerin gürültülerine ne demeli? Sesler birbirine karışırsa ahenk bozulmaz mı?
Festivalin birinci günü Kültür Çadırı panelinde Yahya Kemal Beyatlı,yani bu şehrin,bu diyarın Üç Kemalleri olarak bilinen Kemallerinden birisi anlatılıyordu.Önemli bir paneldi.Açılış konuşmasını eğitimci yazar Namigar Başbuğoğlu yaptı.Sonrasında araştırmacı tarihçi Ali Işıkgör kısa bir konuşma yaparak mikrofonu Kenan Oflaz’a verdi.Bir yerde Yahya Kemal’i en iyi anlatacak aydın bir yazarımıza.Ne yazık ki çevreden gelen sesler,böyle değerli panele ve panellere gölge düşürmekten öteye geçmiyor.
Bir fuar alanı, her türlü etkinliğe, eğlenceye ve sıkı altyapı desteği verilmiş alanlarda yapılacak bir festivalin gücünü, görüntüsünü ve zenginliğini bir düşünün? Komşu şehirlerimizi çekse, ağırlanacak yer, mekân bulmakta zorlanır, esnafımız bu zenginlik yağmurlarıyla ıslanmak için her yıl gün sayar: – Tekirdağ Kiraz Festivali bir an önce gelse de bir nefes alalım, diye…
Bir dahaki yıla 60.yılını kutlayacağımız Tekirdağ Kiraz Festivali için muhasebe yapma zamanı çoktan gelmiş olmalıdır! Şehrimizin geleceği adına bu çok önemlidir. Bir yıl öncesinden her esnafa, her derneğe, odaya, iş adamına aktarılacak, sunulacak bilgiler eşliğinde bir karnaval coşkusuna dönüşecek festivalin çok kapsamlı festival alanları olmak zorundadır…
Kiraz festivali deyince bol ve ucuz kirazlar ne yazık ki artık tarihe karışmışa benziyor. Hiç ummadığım bir parkta daha önce hiç görmediğim meyve ağaçlarını görünce şaştım kaldım. Üzerleri kırmızı meyvelerle dolu! Araştırınca kiraz eriği olduğunu öğrendim. Parklar ve şehrimizin her alanı niçin kiraz ağaçlarıyla dolu değil?
Antalya’ya gider gitmez karşılaştığım portakal, limon ağaçları apayrı bir enerji içine girmemizi sağlıyor. Çünkü Antalya’nın simgesi meyveleri her yerde görmek en doğal olanı! Ya Tekirdağ’ın simgesi olan Kirazı? Görmek için ne yapmalı? Bunun muhasebesi de yapılmalı ve bir an önce şehrimizin belirli yerlerinde yüzlerce kiraz ağacı dikilmelidir…
“Kiraz festivali” olmanın ötesine geçmiş, cep ve can yakar hale gelmişse; festivale bakış açısının samimiyeti de tartışılmalıdır!
İşin garibi festivalin asıl yıldızı arka palana geçirilmiş, sucuk ekmek kokuları, dumanları kontrolsüz bir panayır atmosferini çağrıştırır hale gelmiştir. Bunu sadece ben değil, şehre sevgisini, saygısını katan bir sürü değerimiz de söylemekten çekinmiyorlar.
Bu gerçeklerle yüzleşmek, festivalin sadece bir eğlence olmaktan öte geçmesini, şehrimizin potansiyelini sergilemesi, ekonomik ve kültürel değer katan bir şenliğe dönüşesi mecburdur…
Tam da bu noktada Tekirdağ’ın bir fuar alanına, bir festival alanına kavuşması kaçınılmazdır. Bir fuar alanı festivalin kalitesini arttırırken, Tekirdağ’ı cazibe merkezi haline getirecektir.
Tekirdağ Kiraz Festivali geçmişe duyduğumuz saygının bir nişanesi olarak her yıl kalitesi artarak devam etmelidir… Herkesin emeğine minnettarız… Ancak bu emeklerin daha verimli ve etkin kullanılmasının yollarını bulmalıyız…
Böyle adımları atmak, hem festivalimizin, hem de şehrimizin geleceğine yapacağımız en büyük yatırım olacaktır…