Çocuğa değer vermek sadece ona değil; topluma, insanlığa, geleceğe de değer vermektir. Vermemek ise bunlara da değer vermemek. Onun iyi yetiştirilmemesi geleceğin de iyi olmamasıyla sonuçlanır. Çünkü geleceği o inşa edecektir.
Gerçek işte bu kadar açık-seçik olmasına rağmen ne görüyoruz?
En önde gelen Atatürkçü yazar, çizer, akademisyen ve aydınlarımızın dahi Atatürk’ün çocuğa verdiği ve dünyada eşi-benzeri olmayan olano olağanüstü değer hakkında hiç bir şey söylemediklerini, tek bir satır dahi yazmadıklarını görüyoruz.
Hepsini gözden geçirdim: Ne Tek Adam’ın yazarı Şevket Süreyya Aydemir, ne Atatürk kitabının yazarı Yakup Kadri Karaosmanoğlu, ne Atatürkçülük Nedir’in yazarı Falih Rıfkı Atay, Millî Kurtuluş Tarihi’nin yazarı Doğan Avcıoğlu, Atatürk ve Devrimleri’nin yazarı Prof. Niyazi Berkes, Atatürkçülük Savaşı’nın yazarı Oktay Akbal, Günümüzde Atatürkçülük kitabının yazarı Prof. İsmet Giritli, Atatürkçü Olmak kitabının yazarı Ceyhun Atuf Kansu, Atatürk ve Devrim’in yazarı Prof. Enver Ziya Karal, Atatürk’ü Unutturmak kitabının yazarı Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Devrim Hareketleri İçinde Atatürk ve Atatürkçülük’ün yazarı Prof. Tarık Zafer Tunaya, Atatürk ve Tam Bağımsızlık kitabının yazarı Prof. Muammer Aksoy, Atatürk’ün İzinde Bir Arpa Boyu’nun yazarı Doç. Bahriye Üçok, O Sarışın Kurt’un yazarı Attilâ İlhan, Ben Atatürkçü Değilim’in yazarı Nadir Nadi, Uyan Gazi Kemal’in yazarı Uğur Mumcu, Kemalizm Laiklik ve Demokrasi’nin yazarı Prof. Ahmet Taner Kışlalı, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler’in yazarı Prof. Afet İnan ve ne de diğerleri.
Evet, bu kitapların hepsi de Atatürk hakkında yazılmış olmasına rağmen ne hazindir ki hiç birinde de çocuğa verilen değerden söz edilmemiştir.
Üstelik bu insanların hepsi de devrimcidir ama, yine ne yazık ki o büyük insanın çocuğa bakışta da devrim yaptığını fark edememişlerdir. Ya da farkında oldukları hâlde çocuk konusunu küçümsedikleri için onu es geçmişlerdir.
İyi de Atatürk çocuğu küçümsediği için mi onu başbakan İnönü’yle arasına oturtmuştur? Küçümsediği için mi resmi konuğu olan Ürün Kralı 2. Abdullah’ın da bulunduğu masasına almıştır? Küçümsediği için mi elinden tutup İbrahim Çallı’nın resim sergisine götürmüştür? Küçümsediği için mi yetişkin biriyle el sıkışır gibi el sıkışmıştır? Küçümsediği için mi hem de henüz dürt yaşındaki çocukla bile başbaşa sohbetler etmiştir? Küçümsediği için mi salıncakta çocukla birlikte salınmıştır? Küçümsediği için mi onlarla birlikte denize girmiştir?
Daha neler, neler!
Çocuğa verilen bu inanılmaz derecedeki, bu eşi-benzeri görülmemiş olağanüstü değeri insanlığın bilgisine bir sunabilsek,dünyaya verebileceğimiz en etkili sevgi, barış, kardeşlik ve dostluk mesajı olacaktır.
Özellikle de içinde bulunduğumuz karışık küresel koşullarda.
