
Tekirdağ Süleymanpaşa’da 19 Mayıs için çalışmalar var.
Her zamanki gibi mısırcılar, patatesçiler, incik boncuk işleri ve dondurmacılar iş başında.
Çirkin bir görüntü var.
En çirkini ise dev bir platform.
Dev ekran TV’ler ve devasa bir ses cihazları…
Belli ki çok büyük bir ses gürültüsü olacak.
“Gündüzden önleminizi alın” dercesine bir düzenek kuruluyor.
Kimbilir ne kadar para harcandı?
Görünce “yazık paraya” dedim.
Konserden saatler öncesinde belediye arabaları, onlarca personel de konsercilere destek verip, vatandaşın rahatsız etmemesi için görev başındalar.
Neyse, biz, incelememizi tamamlayıp, eve geçtik.
Konser başladı.
Korkunç bir gürültü…
Sanki evin içinde konser veriliyor.
Camlar, kapalı.
Evdeki camlar, zangır zangır titriyor.
Saat 9.00 oldu…
10.00 oldu…
11.00 oldu…
Ses, bir türlü kesilmiyor.
Gürültü kirliliği, her türlü desibeli aşmış durumda.
Buna “dur” diyecek yok muydu?
Millet eğlenirken, hasta olan var.
Rahatsız, uykusuz olan var.
Ertesi gün, işe gidecek olan var.
Var da var.
Bu kadar gürültü’den utanan yok.
Ne yapalım?
19 Mayıs’ın hatırına sineye çektik.
“Bir daha olmaz”diyerek, konser bitiminden sonra dağılanların gürültüsü, korna sesleri vs
Bir türlü bitmedi.
Uyuduk ama bir de bize sorun.