DOLAR
EURO
GRAM ALTIN
ÇEYREK A.
BITCOIN
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava
Google News

İN-SANAT BAHÇESİ–131

Yayın Tarihi: 10 Mart 2018 | Son Güncelleme :

10 Mart 2018 - 9:43

İN-SANAT BAHÇESİ–131

 AZİZ KRALIMIZ

————————–

Ne azizler, ne de krallarımız biteceğe benziyor. Bir taraftan yere çakalı bir sürü güç yaratırken, diğer taraftan Mars Kolonisi hazırlıkları…

Bir hikâye; yüzyıllar ötesinden; bugüne olduğu gibi taptaze, gelmek istiyor. O zaman, söz hikâyenin kendisinde;

Roma İmparatorluğu zamanında öfke ve zulmüyle bilinen Kral Tiberius; otorite artışı, gözdağı verme adına seçilmişlere konuşma yapmak için kürsüye gelir. Konuşmasını yaparken uydurma bir kelime kullanır. Amacı orada bulunan senatörleri daha da korkutmaktır. Marcellus isimli bir senatör, bu korkuya yenik düşmez ve bağırır;

“ Haşmetmaab! Lütfen milletimizin diline hürmet edin ve uydurma kelime kullanmayın!”

Bir başka senatör üyesi, kralın dalkavuğu olarak bilinen Capito ayağa fırlar;

“ Ey Marcellus! İtiraz ettiğin o uydurma kelime, memleketin dilinde olmayabilir. Fakat Roma İmparatorluğunun şanlı sahibi olan aziz kralımızın ağzından çıkmışsa, o kelimeyi büyük kralımız kullanmışsa, bilesin ki artık o kelime bizim dilimizin bir kelimesi olmuştur. Çünkü kralımız her şeyin üstündedir ve her şeye kadirdir.”

Marcellus karşılığını verir;

“ Capito yalan söylüyor Sezar! Sen dilediğin insanlara Roma vatandaşlığı sıfatı verir, onlara mevki ve makam sahibi yapabilirsin. Fakat uydurma bir kelimeye Romalı hakkı kazandıramazsın!”

Bu tür seslenişler tarihte oldukça azdır. O yüzden, azlığın ve soytarılığın nice kurbanı olmuştur, o muhteşem aziz krallar; duymadıkları, sağlıklı uyarılmadıkları için…

SÜLEYMAN NAZİF’İ TANIMAK!

————————————————

Elime her kitap alışta bir başka zenginliğimizi öğreniyorum. Öğrendikçe, lezzetin zenginlikleri karşısında bugüne kadar bir arpa boyu yol alışımı da fark ediyorum. İsmini çok duyduğum Süleyman Nazif kimdir?

Edebiyata yansıyan tarafı karşısında şaşkın bir hayranlık içinde bir öğretiye daha kucak açtım. Neleri buldum Süleyman Nazif’te? Vatanseverlik, Türkçeye verdiği büyük önem… Ya başka?

Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun kaleminden;

“ Süleyman Nazif Bey’in yanında konuşmak, onun yazdığı gazetelerde ve dergilerde yazmak, gerçekten cesaret isterdi. Çünkü Süleyman Nazif Bey, Türkçe’mizde bir kelimenin bile yanlış söylenmesine, yanlış yazmasına tahammül edemezdi.”

Süleyman Nazif ile yaşanan bir olayı burada paylaşmak istiyorum. Bir gün, edebiyat sohbetinde genç bir yazarla sohbete, hatta tartışmaya girerler. Aralarında ki tartışma münakaşaya dönüşmüş. Genç yazar, perişan bir halde evine gidiyor. Öfkesi geçmediği için, Süleyman Nazif Beye bir mektup yazmış;

“ Sizi düelloya davet ediyorum. Silahınızı alıp gelin. İstediğiniz yerde vuruşalım!”

Süleyman Nazif mektubu okuduktan sonra genç yazara kısa not yazmış;

“ Evladım! Bizim ceza kanunumuz vatandaşlarımıza düello hakkı vermiyor. Kanunlarımız bize böyle bir hak tanımış olsaydı, senin kabadayılığına güler geçerdim. Ama bana gönderdiğin mektupta iki kelimeyi yanlış yazmışsın. İşte, Türkçe’mize karşı takındığın bu saygısız, bu dikkatsiz tavır yüzünden seni öldürebilirdim!”

YORUM ALANI

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.