DOLAR
EURO
GRAM ALTIN
ÇEYREK A.
BITCOIN
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava
Google News

NKÜ HASTENESİ: BİRAZ ÖZELEŞTİRİ, BİR KUCAK ÖVGÜ

Yayın Tarihi: 20 Ocak 2025 | Son Güncelleme :

20 Ocak 2025 - 17:00

NKÜ HASTENESİ: BİRAZ ÖZELEŞTİRİ, BİR KUCAK ÖVGÜ

Henüz gün doğmadan, şafağın bir vakti, günün en taze saati açılıyor üniversite hastanemizin ameliyathane kapıları. İkinci kat, büyükçe bekleme salonu. Büyük ekranında yanıyor hasta isimleri. Hasta yakınları biraz heyecan, biraz korku içinde izliyor ekrandaki isimlerin karşılarında yazılan ifadeleri-açıklamaları.

Ameliyathane odalarında şifa bulmak için usta ve hünerli elleri olan doktorlar, önceden sadece tahmin edilen ve kaç saat süreceği belli olmayan bir yolculuğa başlıyorlar. Nasıl ki bazı doktorlar hastanın ruhunun derinliklerine iner, ameliyathane içindeki soğuk ve temiz odalardaki doktorlar da insanın içine; kılcal damaları ve hücrelerine doğru iniyorlar, Tıp Bilimi yüce değerleri adına…

Sanırsınız ki Dante’nin Latin şair Vergilius ile yolculuğu başlamış; büyük bir yapıtın, baş eseri çıkacak gün yüzüne… Bir insan, bir can kurtarmanın, onu sağlığına kavuşturmanın ne demek olduğunu bilmek ve hissetmek;  bu salondan ve karşımdaki ekrana sürekli bakan hasta yakınlarının yüksek heyecanlarından, ilahi dolgun ve buğulu yüzlerinde gördüm…

Hastane salonunda ameliyathane odalarına gitmek için geçen hastaları izlemeye başladım. Açılan asansör kapılarından bazen bir, bazen iki hasta birden çıkıyor. Etrafındaki sağlık çalışanları güler yüzle, ameliyathaneye gidecek olanlara bir yudum, belki bur kucak sevgi, cesaret dağıtıyorlar.

Önce bir kadın geçti tekerlekli yatağının üzerinde gözleri gök mavi… Hangi derdinden kurtulacağına inanamış bir ruh âlemi içinde. Sonraki yataklarda bir erkek, ardından iki kadın daha geçtiler. Yakınları, tekerlekli yataklar üzerindeki hastalardan daha çok heyecan içindeler…

Bir çocuk, henüz on iki yaşlarında olmalı. Sessizce hastane salonu tavanına, belki tavanın da ötesine, öte galaksilere çıkacak zeki, güzel ve masum bakışıyla, onu kendi mutlu bakışlarıyla takip eden hastane personeliyle birlikte geçip gittiler diğer koridora ve oradan ameliyathane adasına. Sonra, ağlayan küçük bir çocuk… Yatmak yerine oturuyor ve ağlıyor. Kaçmak için belki fırsat kolluyordu. Ama dinecek ağlaması birkaç saat sonra. Oradaki neşeli yüzler, büyülü ve hünerli eller dokunacak onun da aksayan, kanayan en küçük yarasına dahi…

Bu dünyada, kötü insan, kötü düşünce için birkaç neden bulabilirsiniz. Ama iyi insan olmanın kim bilir kaç milyon nedeni var. İnsanı anlamak… İnsana yolculuk etmek… Yüreğin kokusunu hissetmek… Niçin yaşadığını, ağırlıksız bir ruh rahatlığı, hafifliği içinde adım atıp, sizin ellerinizden, sizin sesinizden, bakışınızdan bir yudum, belki bir kucak şifa bulacak insanlara yeniden YAŞAM ENERJİSİ üflemek, tam da burada; Namık Kemal Üniversite Hastanesi 2.Kat Ameliyathane odalarında gün gibi, güneş gibi; doğuyor…

Zaman zaman hastanelerimizin eksiklerini yazdık. NKÜ hastanemizin de öyle. Çevre düzenlemesinin eksikliklerini, bazı dallardaki eksik doktorların şimdilik yetersiz oluşundan da, hastaların yaşadıkları randevu zorluklarından da söz ettik. Edeceğiz de…

Ya iyi giden, tıkır tıkır işleyen NKÜ HASTANESİ bölümlerinden söz etmeyelim mi? O yorgun şifacıların alın ve ruh terlerini yok mu sayalım? HAYIR…

 

Hastanenin acil bölümü dahil, kan alma üniteleri, kemoterapi, onkoloji, nöroloji, kardiyoloji ve daha birçok polikliniğin aynı çaba, inanç içinde neredeyse hiç ara vermeden işlediğini, kendi görevlerini yapma bilinci içinde olan doktor, hemşire ve hastane çalışanlarının insan denen canlının daha sağlıklı ve daha mutlu olması için şöyle bir slogana sarıldıklarını da gördüm;

 

“ Bizler, SİZLER için varız! “

 

Tam da burada gerekiyor; bu varlığı, değerlerimizi ne göklere çıkaralım, ne de her fırsatta zaten yorulmuş beden ve ruhlarını zorlayarak, haddimizi aşarak onların çalışma aşklarını yok edelim…

 

Yok, etmek denen korkunç şey, var etmenin her zaman karşısında olacağı, insanın olduğu her uygarlığın içinde yaşayan bir kurt gibi her daim işlere, durmadan çalışır. O yüzden, var etme aşkı içinde olan her kurumu, her insanı, kendimiz ve yakınlarımız, çevremiz en başta olmak şartıyla; yüce bir yaşam savaşı olmak zorundadır…

 

 

Sıra geldi temennilerimize. NKÜ hastanemiz kuzey rüzgârının en görkemli estiği yerde. Tam da bilim yuvası denen üniversite binalarımızın sonunda. Geleceğe damgasını vuracak, kendi markasını; DOKTOR unvanını yüce ve erdemli bir yere, unvanlara çıkartacak, insanın gönlündeki ve öteki göklere taşıyacak doktorlarımızı yetiştirecek orada şimdiden gönülleri kazanmış marka olmuş değerli doktorlarımız, hemşirelerimiz…

 

Sabahları açılan giriş kapısında yaşanan büyük heyecan, insanların tam olarak nereye gideceklerini bilmeyen korkuları, daha fazla yardımcı danışman, görevliyle acilen çözülmelidir diye düşünüyorum. Özellikle yalnız gelmiş, yanında kimsesi olmayan yaşlı ve yol-yön bilmeyen yaşlı hastalarımız için üretilecek çok acil çare ve çözümler, onların ellerinden tutacak, kendi hasta yakını gibi yakın hissedecekleri yardımcılar; bu büyük, değerli kurumun, yapının görkemine daha görkem katacaktır…

 

NKÜ Hastanemizin bütün birimlerini; doktorlarını, hemşirelerini, çalışanlarını, yöneticilerini insana doğru, daha mutlu bir toplum için çıkmış oldukları yolculuk için; KUTLUYORUM…

 

 

YORUM ALANI

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.