DOLAR
EURO
GRAM ALTIN
ÇEYREK A.
BITCOIN
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava
Google News

Özgürlük Uygarlık ve Tanrı

Yayın Tarihi: 04 Ekim 2018 | Son Güncelleme :

04 Ekim 2018 - 10:47

Özgürlük Uygarlık ve Tanrı

Çağdaş insanlar kendi bildiği konularda konuşmayı yeğler. Konuştuklarında yanlış olmasın endişesi onların tek sansür kaynağı olduğundan yanlış savlarda bulunmaktan kaçınırlar. Çünkü bilmediği konuda konuşup komik duruma düşmekten korkarlar.

Geri kalmış toplumlarda “efendiler” konuşur ve her sözlerinin “kelam” olduğu kabul edilir. Örneğin “Yemeği elle yemek sevaptır.” sözü tartışılmadan kabul edilir. Buna itiraz edecek ya söz bulamazlar söylemeğe, ya da kınanmaktan korkarlar geniş yığınlar tarafından, “Sen efendimizden çok mu biliyorsun.” diye.

Bizim gibi gelişmesini tamamlamaya çalışırken sürekli çelme yiyen toplumlarda ışıkla karanlığın acımasız bir savaşı vardır. Herkes konuşma ihtiyacı duyar; Özellikle karanlığı savunanların yaşadığı konuşma özgürlüğünün ışığı savunanlar tarafından sağlandığını bilmeden.

İnsanlar çoğu kez hayvani güdüler tarafından ucuz çıkarlarına yönlendirilir. Örneğin ne din okumuştur ne Tanrı fikri kendine aittir ama cennet ya da cehenneme gidecekleri tayin eder.

Bu garip Kuran”ı iki kez mealinden okumuş, ikinci okumasında notlar tutmuş olmasına rağmen bu konuda düşün beyan etmekten kaçar.

Ama Tanrı fikri bağımsız gelişmiş insanlar gurubuna dahil olduğumdan anlarım ki; Cennet Mustafa Kemallerin ikinci vatanıdır. Düşünün, O”na hiç inanmayanlara rızık vermede sırf çok çalışıyorlar diye cömert davranan Tanrı (ortalama 50 bin dolar) toprağı zulüm yurdu olmaktan kurtaranlara cehennem vermesi kabil olur mu?

Kaldı ki gerçek vatanseverler Ulusunun onuru için savaşırlar, ölünce cennete gidecekleri akıllarına bile gelmez.

Belki de Müslim toplumların en büyük derdi bu olmalı; Özgür düşünemeyen beyinler. Bazıları sanır ki özgürlük bazı haddini bilmezlerin deli-dolu yaşama arzularıdır. Özgürlük elbette bunu da kapsar, çünkü kişinin özgürlüğü tartışılmazdır ve başkasının özgürlüğünün başladığı yere kadardır.

Lakin özgürlük kişi ve toplumların kişilik kazanmasıdır, sürü gibi yaşamaktan arınarak. Ruh hastalarının topluma vereceği büyük hasarlara karşı savunma kalesidir. Ondan olmalı özgür toplumların mutlu ve müreffeh halleri. Ya da kan ve karanlık içindeki toplumların çıkmazı: özgürlüğün yokluğu.

Sonuç olarak: tam bir özgürlük içinde; ömrünü çocukları adına dünyayı sırtlamaya adamış, başarmış ya da başaramamış babaların-annelerin tek armağanı evlatlarının vefa duygusu olamaz, elbette Yüce Tanrı” da bunu değerlendirir. Toprak denilen vatanın onur ve namusunu çiğnenmekten kurtaranlar, ya da toplumların hayatında büyük kolaylıklar yaratan akıl ve bilim üretenler uygarlığımızın yüz akıdır.

Bunları cehenneme tayin eden din tacirleri onlardan ne kadar yararlandıklarına bakarak karar verirler.

Lakin Tanrı fikri özgün gelişmiş insanlar bilirler ki ömrünü evlat yolunda harcayan babalar- anneler veya akıl ve bilim insanları, ya da canını ateşe atıp vatan kurtaranlar, hatta özgürlüğün yaratıcı ve yaşatıcı bir uygarlık sağladığına inananlar, cennetin en değerli konuklarıdır.

Bu ağırlama protokolleri Tanrı” nın yüce katında mevcuttur.

YORUM ALANI

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.