Ne yazık ki siyaset arenası bir “siyaset pazarı”na dönüşmüş/dönüştürülmüş durumda.
Artık siyaset, başlı başına bir karakter sorunu hâline gelmiştir.
Bu kadar mı? Oylarıyla seçildiği halka okkalı bir ihanet sorunudur aynı zamanda.
Evet, benzerleri daha önceleri de görülmemiş değildi. Burası doğru. Ama bu kadar pişkincesi, yüzsüzcesi, karakter sorunu sergileyeni hiçbir zaman görülmemişti.
O kadar doluyum ki daha fazla bir şey söylemek istemiyorum.Zira çok ağır şeyler söylemekten kendimi alamayabilirim. Sadece bir örnekle yetinecek, onda da sözü vatandaşlara bırakacağım. Örnek; Prof. Serap Yazıcı Özbudun’dur.
İşte vatandaşların X’te, eski adıyla Twitter’da söylediklerinden bazıları:
“Kendisi Gelecek Partisi kurucusu olduğunda Şehir Üniversitesi kapandığı için 5 kuruşsuz kalmıştı! Ahmet Davutoğlu bir kaç dostuna rica ederek hem kendisine hem de eşine, bir de engelliği olduğu için asistanına 100-100-50 bin TL aylık verilmesini sağlamış, milletvekili olunca bu ödenek kesilmişti.
“Çok büyük iddiada bulunacağım. Serap Yazıcı gibi bir kadın transfer ücreti almadan, ekonomik kaygıları azaltmadan AKP’ye geçmez. Asıl soru şu: Sizce kaç milyon TL’ye muhalefeti sattı?
“Muhalefetten AKP’ye geçen ilk isimler değil muhtemelen, son isimde olmayacak. Ama hiç birisi de Serap Yazıcı gibi anılmayacak. Kendisi defaatle ömrünü hukuka adadığını iddia etmiş, bu halk aptal AKP’ye oy verdi demiş birisiydi.
“Günün sonunda AKP rozeti taktı ve MKYK’sında görev aldı. Erdoğan için adeta paratoner olacak. Tüm hukuksuzluklarda artık Adalet Bakanı değil, Serap Yazıcı muhatap olacak. Velhasıl Serap Yazıcı vakası “toplumsal muhalefetin umudunu kıran” bir siyasal döneklik hikâyesidir.
“Siyasal dönekliğin nirvanası Serap Yazıcı, kendinden utanmadın, 1,5 yıl önce vefat edeneşin Ergün Özbudun hocanın hatırasından da mı utanmadın?”
Birkaç tane de başka vatandaşların yazdıklarından:
“Anayasa profesörü mü? Anayasayı tanımayanlara transfer olmuş. Ederi kaç?”
“Rahmetlinin kemiklerini sızlattın. Bir an önce seni çağırırsa şaşırmam, inan.” (“rahmetli”den kastı kocası Prof. Ergun Özbudun)
“Anayasa hocası anayasa kararına uymuyorum, saygı da duymuyorum diyen liderin partisine katıldı.”
“Transfer karşılığını yükseltmek için sert konuşuyordu demekki.”
“İşe başladıklarında “Allah utandırmasın” demişlerdi. Utanmıyorlar işte.”
“İnsanda biraz karakter olur.”
“Şimdi bunlar biz oy veren seçmenleri dolandırmış olmuyorlar mı?”
“Ederini yükseltmek için muhalefet yaptı. Ederini aldı demek ki.”
“Alınacak çok ders var,Ama artık ders dinleyecek kafa da, vakit de yok! (Acıma yetime..) O hale geldik.”
Ne diyelim, insanımızı bunları söylemek zorunda bırakanlar utansın ve hepsinin de Allah belâsını versin. Nokta.
