TÜM EMEKLİLER SENDİKASI TEKİRDAĞ ŞUBESİ
——————————————————————–
DİSK, Tüm Emekliler Sendikası Tekirdağ Şubesi açıldı. Tekirdağ Şube Başkanı Hayrullah İşgören’in hoş geldiniz selamlaması, saygı duruşu ve istiklal marşımızla konuşmalar; konuşmacılar çok önemli emekli sorunlarını dile getirdiler.
Bitmeyen, bitmeyecek olan insan problemlerinden en önemlisi; yaşam stant arlarının altında kalan; yaklaşık 11 Milyon emekli insandan söz edildi. Aileleriyle 40 Milyon insanın bu ülkede yaşadığı; büyük bir siyasi, toplumsal güç oldukları halde; büyük sessizliğin en büyük parçası oldukları üzerine önemli tespitler yapıldı.
Bilimsel çalışmalar şunu gösteriyor ki; AÇLIK SINIRI; 2300 TL. Ortalama bir emekli maaşı; 1400 TL olduğu düşünülürse; varın gerisini siz düşünün!
İşte bu konular konuşuldu. Konu emekliye gelince; hükümetin, iktidarın nasıl da bin dereden su getirme zorlukları çıkarttığı; neredeyse yıllardır biliniyor ve yaşanıyor. VİP Salonlarından tutun da, özel artışlara kadar; milletin kendisi değil de; vekilleri, ayrıcalıklı kesimleri tarafından faydalanılıyor.
Sonra? Ahlaktan, eşitlikten, demokrasiden söz ediliyor! Yaman bir çelişki… Önemli katılımcılar vardı.
DİSK Tüm Emekliler Sendikası Tekirdağ Şubesi açılışına önem büyüktü. Özellikle, CHP kanadı, emeğin, emeklinin; kısacası eşitliğin felsefesine inanmış yöneticiler, halktan insanlarla dopdolu bir açılış…
Her iki başkan da; Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ve Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat; emekliler adına, eşit olmayan, yeterli bulunmayan maaşlar adına alkış alan konuşmalar yapıldı.
Her iki başkanın katkıları, Süleymanpaşa’nın emekliye verdiği aylık 30 bedava çay,65 yaş emekliye sunulan bedava şehir otobüsleri kartı; önemli bulunurken; emeklinin bu imkânlarla soluk alamadığı, alamayacağı, yeterli olmadığı da anlatıldı.
Emekli-Sen Marmara Bölge Temsilcisi Av.Haşim Kormaz, DİSK Trakya Bölge Temsilcisi Salim Şen, Tekirdağ Şube Başkanı Hayrullah İşgören; bu işe gönül vermiş insanları; emeğin, emeklinin seslerini duyurmak, duyuracakları adına kutluyorum; hayırlı olsun…
KOMŞU LOKMASI
—————————-
Mahallelerle birlikte onlarda tarih olmak üzere! Kısmen yaşatanlar; ite-kaka götürmeye çalışanlar var elbet.
Değişim, kaçınılmaz görünse de, insana katkı sağlayan değerli gelenekleri, değişimle birlikte yerle bir etmek de gerekmez. Modasal ve zoraki değişimler en çok altyapısı olmayan toplumları kemiriyor. Zannedersiniz ki evinizi, mahallenizi, şehrinizi fareler basmış…
Komşu lokmaları tam da aç zamanlara denk gelir. Nasıl ki hakiki simit için hiçbir zaman tok olmuyorsa insan; komşu lokmaları için de hiçbir zaman tok sayılmazsınız… Midenizde ona ayıracağınız bir yer muhakkak vardır.
Çok hızla kaybedilen değerler; gelenek ve görenekler; sosyal yaşamın sıcak, sevgi dolu muhtaçlıkları şimdi kendi avare kültürünü oluştururken, öteden beri aradığımız ‘ÖZGÜRLÜK’ yani salma, hiç kimsenin karışmasını istemeyeceğimiz; yaşam ve yaşamlar başladı.
Bu tür hürriyetleri, sancılı doğum bile sayılmayacak büyük insan kayıplarını, illa hürriyetine kavuşturacaksak; iş, eğitim, kültürel kazanım; yani insanların her koşullarda kendi kendilerine yetme becerileriyle donatılma bilinç ve iradeleriyle olacağını düşünüyorum.
Köyden kaçtık; ama köy yumurtası, tereyağından kaçamadık. Mahallelerden koptuk da insanlık arayışımızdan, yalnızlığı körükleyen korkunç can sıkılarından kaçamadık. Nasıl hürriyet bu?
Hürriyetin tam da ipe çekilmiş halini; Hürriyet Mahallesinde görmeniz mümkündür. Kaç arkadaşımdan işitiyorum; apartmanda birbirimizi tanımıyoruz. Doğru dürüst kimse birbiriyle selam bile vermiyor!
İstanbul’da yaşayan bir kadının şu düşüncelerine tanık olmuştum. Burada oldukça rahatım. Ben Anadolu’da doğmuş, yetişmiş birisi olarak; bu büyük şehirde istediğim gibi yaşıyorum. Karışan, görüşen yok!
Gelelim komşu lokmasına. Sıcak ve sade hamurun kızarmış haline bir de katılan susamlar eklenince, beyaz peynir eşliğinde ne büyük doyumsuz lezzettir o lokmalar.
Komşu lokmaların hangi komşudan geldiğini ayıracak kadar lezzetin algısına, hissiyatına tutunmuştum. Bu olsa olsa; Ferhunde Yengeden! Bu lokmalar ise Sütannemden gelmiştir. Bunlar annemin lokmaları. Bunlar da ninemin yaptıkları…
Komşu lokmaları, kimi hamurundan, kimi pişmesinden, kimiyse susamlı oluşundan; bu oluşumlara katılan hünerli ellerin marifetlerinden ayrılır; en lezzetli olanlar için bir daha isteme cesareti gösterilirdi.
Velahsıl; komşu lokmalarını tekrar yaşatmak, bu yaşamın güzel anlarına bir komşu kapısını çalmak gibi bir şeyle başlamak; sessiz, neşesiz ve hatta bütün makyajlı halleriyle yetersiz apartman veya sitelerde bile bir şeyleri başlata bilir.