
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ FEN İŞLERİNE
BİR SORUM OLACAK!
——————————————————-
Büyük umutlarla alınan ve milyonlarca değere sahip olan asfaltlama makinesi verimli olarak çalışmıyor; çalışamıyor. Çünkü alındığı günden bugüne arıza veriyor.
Büyükşehir Belediyesi Fen İşlerinin Kadir Albayrak Başkanlığında bütün aksiliklere rağmen yollar konusunda ciddi işler yapmaya çalıştığını da biliyorum. İyi, güzel, faydalı işler yapılırken, bu kadar mühim bir makinenin ve oldukça yüksek fiyata alınıp da, verimli olamamasını akılla izah edemem.
Bir televizyon, buzdolabı bile alsak garanti süresi veya servisi olup olmadığına bakıyoruz. Büyükşehir Belediyesi, günde 2000 Bin Ton asfalt yapacak bir makine alıyor ve ne yazık ki bunu verimli kullanamıyor.
Kamusal zararın yanında, büyük bir hayal kırıklığı yaşanıyor. Ya sorumlular? Bu alım işine katkı yapanlar, onay verenler kimlerdir? Bu işin; belediyenin zarara uğratılmasında katkısı olanlar için hukuki, yasal işlemleri yapılmış mıdır? Yapılmayı düşünülüyor mu?
Bunca emek, şehrin daha uygar ve yaşanır hale getirilmesi için yapılan mesailer ve bütün bu güzelliklere büyük bir çirkinlik abidesi gibi çöken asfalt makinesi! Atsan atılmaz; satsan kimse almaz
Bu sefer; eski makineyle idare etmenin yanında; beton yollara doğru yelken açıldı. Betonun daha sağlıklı olduğundan söz ediliyor. Betonun daha sağlıklı olması, beton yolların tercih edilmesi; milyonlarca değere sahip ve arıza veren asfalt makinesinin yok sayılmasına, susulmasına sebep gösterilemez!
Israrla sorup merak ediyorum; bu kadar önemli bir aracı alıp da verimli kullanamamak; bu işin sorumlularından hukuksal yönden ve ekonomik kayıpları da göz önüne alarak hesap soramamak; Büyükşehrin büyüklüğüne bir parça gölge düşürmüyor mu?
SAHİLDE Kİ ÇINAR AĞAÇLARININ DİLİ OLSA!
——————————————————————
Tekirdağ’a hizmet için yola çıkan dönemin Belediye Başkanı Ahmet Aygün zamanında ekilen çınar ağaçları; büyüdüler koca adam, kadın oldular. Yeşilliklerine, gökyüzüne yükselişlerine laf edecek bir Allahın kulu çıkmaz.
Sözüm başka laflar üzerine! Diyorum ki, çınar ağaçlarının dili olsa kim bilir neler derler? Sözü çınar ağaçlarına bırakacağım bırakmasına ama ilk önce temizlik işçilerine uzatsam!
Tonlarca yaprak; bitmeyecek temizliğin döngüsü… Sahilde ki meşe ve diğer ağaçları budadıkları gibi yarın, öbürsü gün çınarları da budayarak çözüm arayacaklar. Oysa çınar abidevi güzelliğe, görüntüye sahip olmak için çırpınır. O yüzden, büyüdükçe yerine sığmaz olur; dört bir yana dallarını uzatır.
Çınar ağaçlarının dili olsaydı; sözünden yola çıkarak söylemek isterim. Onların dile de var, gözleri, elleri, canları da. Onların dillerini çözen, ağaç bilimine adanmış insanlar, kurumlar var. Çınarları ekmeden önce onlara sorulsaydı; bu bulvara çınar ağacı ekeceğiz; sizler ne dersiniz?
Onlar; yani ağaç ilimi ile uğraşan, ağaçlarla konuşan insanlar; Hayır! Bulvarlara, ana caddelere çınar ekilemez! Der, size neresiyle gülerdi bilmem gari…
Dedik ya; çınarlar büyüdü koca adam oldular. Yapraklarını temizleyen işçiler düşünsün! Peki, ama asıl derdimiz ne? Çınarların büyük gövdeleri; şehir ışıklarını kapatır hale geldiler. Sahil yolunda; uluslar arası bir yol olan bulvarda; onlarca, yüzlerce “kör nokta” oluştu. Her an; canlar, kazalar kapımızı çalabilir.
Başka? Yağmurlu havada dökülen yaprakları; kazaları tetiklemek, arttırmak için birebir! Bu durumda, çınarların faydası nedir? Tam bir bilmece!
Acilen bu uygulama; en azından şehir içinde ki ağaçlardan özür dileyerek; onları usulünce çıkartıp, bir çınar ormanı oluşturmak için başka yere ekilmeliler. Bu işin uzmanları ne diyor? Buraya; bodur ağaçlar ekilmeli; bodur ve yaprağını dökmeyen çamlar…
Görüyorsunuz ya; biraz araştırma, işin en faydalı tarafına ulaşmak mümkünken; bizim yöneticilerimiz; niçin bu kadar uzaktır; akıldan, ilimden; anlayan varsa beri gele…