TEKİRDAĞ İNSANI SOSYAL BELEDİYECİLİĞİ ÖZLÜYOR
————————————————————————–
Tamam; çöp vergisinden, kuru atık vergilerine, suyun parayla satılmasına kadar; neredeyse soluduğumuz havadan bile para alınacak dense; almayacak, reddedecek belediye çıkmaz gibi…
Bu nasıl iştir? Sudan, tuvaletlere kadar; en zorunlu insan ihtiyaçları parayla! Böyle olunca, geliri ortanın altında olan insanlar; şehrin merkezine ve sahile yıldan yıla iniyor. Kolay mı? Dört beş kişilik bir aile; önce kahve çay içip 30–40 TL verecek! Sonra? 5–10 TL de tuvalet parası!
Bunu ancak, sosyal belediyecilik projelerine, insan sosyolojisine ve şehir halkı ile birlikte esnafını düşünen belediyeler; belediye yöneticileri anlar…
Şehir insanı, birçok konuda dertli; dertli olmasına fakat seslerini duyan var mı ki? Çok sevdiğim bir ifade biçimidir; “ Belediyeler-yönetimler; şikâyet makamı değil, sorun çözme yeridir.”
Ne yazık ki, bizim öncülerimiz, soylu yöneticilerimiz seçilmeden önce masalımsı vaatlerde bulunurlar. Ya sonra? Büyük unutkanlık… Ondan sonra; yaptıkları işi tiyatro sahnesine çevirmeye çalışırlar; hep tek yönlü oynanan; mülkiyet ve güç oyunu; bıktırana, halk sıkılana kadar anlamazlıktan gelir ve bir bakmışsın ayakları kayar; halkın huzurunun kaygan zemin olduğunu o zaman anlarlar…
Neredeyse her akşam; Tekirdağ’da ikamet eden insanlarla; farklı mekânlarda zaman öldürmekten çok; yaşamımızı daha iyiye nelerin getirebileceği konularda kritikler; düşünce idmanları yapıyoruz.
Oldukça deneyimli ve her daim halkın içerisinde olan arkadaşım Ekrem Bey’in de hatırlatmasıyla, şehrimizin çok önemli bir meselesi;sosyal olayı dikkatimi çekti.
Nedir bu olay? Düğün Salonları! Düğün Salonlarının, düğün yapılan yerlerin neredeyse KARTELLEŞTİĞİ üzerine; bu meseleleri ürpererek dinledim.
Belediyelerimizin bu sahil şehrinde; en azından açık hava imkânları, olanakları yaratarak; imkânı az olan gençler; bir düğün hediyesi; oy aldığı seçmenine veya yönetiminde olduğu şehir insanına bir parça katkı diye sunacakları yerleri var mı?
Koca; Açıkhava tiyatrosu boş boş çürüyor. Buradan bile iyi havalarda; yazları, bahar aylarında çok uygun fiyatlarla; düğün yapacak olan insanlara; evlenecek olan gençlere; sosyal projeleri de güçlendirme adına ne değerli bir katkı, fırsat olurdu…
İnsanlar her daim; kısa vadeli sorunlarının çözülmesinden büyük mutluluk duyarlar. İstediğiniz kadar sayın, söyleyin veya yapın; Bizler altyapı, üstyapı projeleri yapıyoruz, yaptık diye!
Faturalarını ödeyemeyen, düğününü yapmakta zorlanan, sahiline inemeyen, gece hayatı olmayan insanları içi buruk, ruhları büzüşmüş; her an çatmaya, fikir değiştirmeye mehilli hale gelmişlerdir.
Sosyal Belediyecilik; topyekün bir şehrin kaderinin de değişim anıdır; ekonomiden, kültüre, turizme; büyük hareketler, dolaşımlar olacağı için; en önemlisi esnafın yüzü gülüyor olacaktır.
Peki, ama sosyal belediyecilik adına fikir yürüten, kafa yoran bir yönetici, müdür, memur veya başkan var mı bu şehirde?