DOLAR
EURO
GRAM ALTIN
ÇEYREK A.
BITCOIN
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava
Google News

  TEKİRDAĞ’IN YAMAN HALLERİ–265

Yayın Tarihi: 10 Ocak 2018 | Son Güncelleme :

10 Ocak 2018 - 15:40

  TEKİRDAĞ’IN YAMAN HALLERİ–265

 

TEKİRDAĞ MÜTEAHHİT ve TAŞERONLARA BOYUN EĞDİ

—————————————————————————

Bu güzel şehir; neredeyse yüz yıllık suskunluğundan, unutulmuşluğundan, ANKA KUŞU gibi kendi küllerinden doğacak olan bu kent; yıllardır müteahhit ve taşeronlara boyun eğdiriliyor.

Bu kent, şehrin insanları bu hak etmek için ne yaptı? Bu kırılma nerde başlar, niçin bir türlü daha adil, hukuksal olan tarafa; halk ile iş dünyası arasında bir denge oluşturulması sağlanmaz?

Halkın gözlemlerine kulak verdiğimde ortaya çıkan acı gerçek şudur! Her gelen belediye başkanının acemilik döneminin, bir türlü ustalığa dönüşmemesi; DÖNÜŞEMEMESİ…

Yani, bunca acemi yönetici; ne kadar iyi niyetli olursa olsun; yapılan işleri yarı anlayıp, yarı anlayamaması, kontrolü elinden çıkarması anlamına geliyor.

Biraz daha net bir örnek verelim. Muratlı Caddesi yakın zaman önce; Âdem Dalgıç zamanında yapıldı. Neredeyse büyük bir hayal kırıklığıyla bir yıla yakın bir tutsaklık dönemi; yani müteahhit taşeron teslimiyeti içerisinde insanları canından bezdirdi.

Burası büyük beklentiler içinde yapılsa da; dört yıl içerisinde hiçbir şey katmadığı ortaya çıktı. Ne ekilen ağaçların büyümesi teşvik edildi; nede genişleyen kaldırımların halka bir faydası. Çünkü üzerleri araç parkına dönüşüyor. Taşları yapılır yapılmaz yerinden oynadı.

Bugünkü yönetim; Tekirdağ merkez ilçe başkanı ve Büyükşehir belediye başkanımızın da karşı karşıya kaldığı gerçek sorun; ipleri elinden kaçırma anlarım yine aynı altyapı çalışmaları sırasında; müteahhitlerin, taşeronların elinde çırpınmalarından başka bir şey değil…

Aylarca kapanmayan sokaklar, çamur deryasına dönen caddeler; halkın gözlemlerinin de aktarımıyla; hiçbir şekilde yönetilemediler. Halk; istikrarın, düzenin, gerçek emeğin kokusunu; çok ötelerden alır. İnanın bana!

O yüzden; siyasetçilerin, soylu yöneticilerin her daim kendilerini savunma telaşı vardır. Gerçek manada ustalaşan bir yönetici; asla kendini savunmaz. Bilir ki yaptığı, yapacağı işler onu anlatır. Onun görevi; üzdüğü halkını nasıl daha huzurlu hale getirmektir…

Biz buna tanık oluyor muyuz? Asla! Bir karmaşa; bir taraftan kapatılan sokaklar, bir taraftan açılıyor. Birisi bitmeden diğerine geçiliyor. Oldu, bitti derken bile; halk kendi sokağında, caddesinde işkence çekmeye devam ediyor.

Görünen köy kılavuz istemez; bizim belediye yöneticilerimiz, memurlarımız; müteahhitlerin karşısında kendilerinden başka koca şehrin boynunu eğdirdiler. Yazık değil mi? Bu şehir bunu hak etmek için ne yaptı?

Sizlerin zabıtası, mühendisti yok mu? Halk, bunca zaman, bunca çelişkili yol, cadde yapımında belediyeyi temsil eden insanları aradı. Boşu boşuna umutlandı…

Bu bir gaflettir. Altyapı yapıyorum diye, yarı tanrı kılığına girmek de gerekmez. Yapılan altyapıların birkaç ay sonra özellikle yolların, kaldırımların çökmesini bilmek, görmek, yanlışlardan hesap sormak, halktan özür dilemek; asıl MARİFET burada; tam burada işte…

 

YORUM ALANI

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.