DOLAR
EURO
GRAM ALTIN
ÇEYREK A.
BITCOIN
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava
Google News

TEKİRDAĞ’IN YAMAN HALLERİ–278

Son Güncelleme :

06 Şubat 2018 - 15:06

TEKİRDAĞ’IN YAMAN HALLERİ–278

USTA İLE ÇIRAK KARŞI KARŞIYA GELİRSE

—————————————————————-

İşini ustaca yapanlara ne kadar saygı duysak da, bizi; bizleri rahatsız eden yanları vardır. Yüzme konusunda çok iyi geçmişi olan, yaşı epey ilerlemesine rağmen daha nice gence taş çıkartacak bir usta yüzücüyle karşılaştım. Tanışıklığımız eskiye dayanıyor. Onu dikkatle dinlediğinizde, yaşama dair öğreneceğiniz çok şey bulmanız mümkün…

Birkaç ameliyat, zorlukla geçen tedavi süreçlerine rağmen, yine ayakta, kendi kendine yetebilmek için Olimpik Havuza geliyor. Havuzun sauna kısmı ise nice sohbetlerin yapılığı yerlerden birisi!

Terlemenin insan vücudu ve ruhuna verdiği huzuru anlatmaktan öte; hastalıklara karşı yardımcı olan toksin atmak için çok önemli yerlerden birisi. Tekirdağ’ın önemli yatırımlarından olan; Olimpik Yüzme Havuzu ve Saunası; sadece spor için değil; aynı zamanda şifasından da yararlanılması için hizmet vermeye devam ediyor.

Bizim usta yine bir sohbet esnasında; kaç metre yüzdüğümü sordu. Bir gün bu sorgulama yapacağını biliyordum. Korktuğum başıma geldi. 200 metre der demez; beklediğim cevabı aldım; “ Yetmez!” Ben, ameliyatlı halimle 900 metre yapıyorum yahu!

Gel de çık işin içinden! Ustalarla arkadaşlık yaparsanız her zaman bunlar başınıza gelebilir. Lafı eveledim, geveledim para etmedi! Benden kaçmam! Bu işin peşini bırakmam! Demez mi?

Ama benim de kozlarım var elimde. Çoktandır ona takılıyorum. Bunca güzel yılı, tecrübeyi, anıyı kaleme alalım. Tekirdağ’ın tarihine; ülke insanına sunacağımız çok önemli görgü, bilgi, deneyimler var sende. Hep güler geçerdi…

Şimdi elime bir fırsat geçti. Benim yüzme konusunda ki yetersizliğimi,200 metrenin hiçbir anlamı olmadığını, ağır ağır 300–400–500 metrelere çıkmam gerektiğini ısrarla savunurken; bir şartla! Dedim. 77 yıla sığan yaşamını kaleme almama izin verirsen; bana bunları anlatırsan; tamam senin dediğin metreleri yüzeceğim.

Bizimki yine bildik o gülümseme! Kaçın kurası? Ses tonunu, yüz mimiğini, sahaya sürdüğün piyonu, fili, kaleyi; hepsini çok iyi tanıyor, biliyor.

Bu olayı, geçici olarak bu şekilde çözdük. Ustamız, bir başka gün atölyeme geldi. Ondan bir süre sonra da bir başka usta geldi. Gelen kişinin ustalığı bir konuda olsa bile, usta olmadığı, meraklı olduğu bir konuda, kendi şarabını üretiyordu. Anlayacağınız;iki usta yan yana,karşı karşıya…

Konu şaraptan, o konuda usta olmayanın şarabı nasıl yaptığından açılınca; yine bizim 77 yaşında ki usta girdi devreye. Ne tür üzümler kullanıyorsun? Cinslerini söyle bana? Bu konuda çırak konumunda olan, üzüm cinsini söyleyince; ustanın yüzü ekşidi. Olmadı! Bu üzümlerle iyi şarap olmaz.

Hangi üzümlerin şaraba uygun olduğunu, üzümün akan, süzülen şırası gibi; yerli yerince anlattı. Bizim çırak; ister istemez köşeye sıkıştı. Birkaç gün önce kendi halimi düşündüm. Yüzme konusunda…

Şarap yapan çırak, yalpaladı durdu. Karşısında ki usta olması, işi zora sokuyor… Israrla amatör kalma dayatmaları da anlaşılmalı… Usta olmanın meziyetleri, gelişmeye, üretime uzanan katkıları da…

İnsanın kısacık yaşamında; ustalık olsun, çıraklık olsun; hepsinin ayrı bir yeri var. Tamamının beden ve ruhunda hareket ve öğrenme merakı var. Çırak, yetinmesini bilirken; usta ise yetmezlik içinde daha iyiye, daha yükseğe; bütün zirvelerin o büyük korkunç heyecanına tutunmak ister.

Çırak öyle mi? Masumiyeti, alışkanlıkları telaşsız; denize, okyanusa hiç özenme niyeti olmayan, dere ve göllerinde; bir balıkçıl, turna, karabatak alışkanlığı ve sessizliğinde yol almak ister.

 

 

 

 

 

 

YORUM ALANI

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.