DOLAR
EURO
GRAM ALTIN
ÇEYREK A.
BITCOIN
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava
Google News

TEKİRDAĞ’IN YAMAN HALLERİ–288

Yayın Tarihi: 27 Şubat 2018 | Son Güncelleme :

27 Şubat 2018 - 15:29

TEKİRDAĞ’IN YAMAN HALLERİ–288

MERDİVENLER; TEKİRDAĞ’IN KANAYAN YARASI

——————————————————————–

Bu kadar yazıldı, söylendi, konuşuldu; hiçbir yönetici üzerine alınmaz mı? Geçenlerde bir beyefendi; kendini halen 40 yaşında hisseden Nazım Bey atölyeme geldi. Bunca yazı, çizi, hatırlatma karşılığında taş merdivenlere el atılmaması onu da rahatsız etmiş.

Hangi merdivenler diyecek olursanız; söyleyeyim! Bildiğimiz ana merdivenler. Rahmetli Osman Tabağın zamanında kaşla göz arasında bir utanç abidesine çevrilen, güya üzerinden şelale geçirilmiş merdivenler…

Osman Tabağın üzerinden kaç Belediye başkanı geçti. Hepsinin yolu o merdivenlere de düşmüştür. Dokunan bile yok. Marifetmiş gibi orta yere bir sürü ağaç ektiler. Hâlbuki onun ağaçları merdivenlerin her iki yanında; çamlardan oluşuyor.

O gün bugündür; merdivenlere yapılan bu haksızlık aynı zamanda orada ki esnafa yapıldı. Burada ki insan sayısı, hareket artacağı yerde azaldı. Görüntü, estetik, nizam, düzen diye bir şey yok.

Oysa yanıma gelen Nazım Bey yıllar önce merdivenlerle ilgili yazdığım yazıdan alıntılar hatırlattı bana. Urfa’da, Gaziantep’te karşılaştığım insanlar; askerliklerini Tekirdağ’da yapmışlar. Bana ilk sordukları soru; “ Merdivenler duruyor mu?” Bir anıt eser gibi kazınmış anılara, hatıralara.

Bu merdivenleri kim kurtaracak. Bazı insanlar; halen bir ümit vardır diye Kadir Başkan’dan, buraya el atmasından gelecek bir dönüşüm; eski haline getirilmesi ümidini bekliyorlar.

Acaba Kadir Başkan bu işin altından kalkar mı? Bekleyelim görelim…

MİLLİ EĞİTİME BAĞLI OKULLAR; İHMAL Mİ EDİLİYOR?

——————————————————————————

Aradan koca bir yaz; bir de yarıyıl tatili geçti. Birçok okulun öğrenci velileri; öğrencilerinin okuduğu okulda ki aksamalardan, eksiklerden yana dertli.

Bunun anlamı nedir? Görmezlikten gelme; yeterince önem vermeme? Yoksa devletimiz büyük tutumluluk içine girdi de bizlerin mi haberi yok?

Hükümetimizin baş felsefesiydi; savurgan olmayacağız! Görünen köy kılavuz ister mi? Bir tarafta büyük savurganlıklar! Diğer tarafta en mühim olan şey; çocuklarımızın eğitimi, eğitim mekânlarında ki büyük eksiklikler.

Bazı okulların yanından geçerken, binaların gamlı halini, içine girmeden bile anlıyor, görüyorum. Bahçeleri bakımsız! Sanki öğrencileri, yöneticileri, bahçıvanları yıllar önce o yeri terk etmiş.

Bazı okullarda bulunan öğretmen evleri bile bu bakımsızlıktan, ilgisizlikten, hatta cimrilikten kaçamamış!

Dante,Vergilius;yani büyük filozofla cehennemde dolaşırken rastlar bu tür yöneticilere. Yani cimri veya savurgan olanlara! Edebi, dini ve vicdani bir dille yüklenir bu tür mahlûklara. Onların nasıl bir acı içinde debelendiklerini, çığlıklarını anlatmaya çalışır.

Yaşamım içerisinde anlayıp da en çok sevindiğim anlardan birisidir o ince çizgiyi anlamak! Hangi ince çizgi derseniz; savurganlık ile cimrilik arasında ki ince çizgiden söz ediyorum!

Bir mucize, değerli bir zenginlik; hatta yaşam felsefesidir. İnsanı kıyamet ölçüsünde mutlu eder. Çünkü makul olanı, gerekli olan için yapılacak harcamaları ve aynı zamanda gereğinden fazla yapılacak her türlü tüketimin, harcamanın insan ruhuna da, sağlığına da iyi gelmeyeceğini anlamak; bence değerli bir miras ve zenginlik…

 

 

YORUM ALANI

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.