DOLAR
EURO
GRAM ALTIN
ÇEYREK A.
BITCOIN
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava
Google News

TEKİRDAĞ’IN YAMAN HALLERİ–389

Yayın Tarihi: 18 Eylül 2018 | Son Güncelleme :

18 Eylül 2018 - 11:01

TEKİRDAĞ’IN YAMAN HALLERİ–389

ALLAHIM SEN BİZİ TEMBELLERDEN KORU!

———————————————————

 

Sıklıkla dışarıda, yani çevre il, ilçe ve köylerde işi olan bir arkadaşım yakın zaman önce İnecik beldemizde bu yakarışa şahit olmuş. İşini geliştirmek isteyen bir esnafımız, çalışacak insan; işçi bulamadığı için; haklı olarak insanlardan ümidi kesmiş; Allaha dua ediyor.

 

İşin ilginci, insanın gönüllü olarak maldan, mülkten, büyük zenginlikten uzak duruşunu manalı, anlamlı bulurum.

 

Tam tersi, kişinin onurunu, saygınlığını varsa ailesinin geçimini sağlaması için de çalışmanın yüceliğine, kutsallığına içtenlikle inananlardanım.

 

Kim bilir kaç arkadaşımda, yakın uzak çevremde aynı şikâyetleri duyuyorum. Çalışacak insan yok! İlyas Bey, bahçesine getireceği işçileri bulmakta yıllardır zorlananlardan sadece birisi.

 

Ulusal medyada Karadeniz insanı, fındık işçileri tanıtılırken Gürcistan’dan gelen işçilerin marifetinden, ucuzluğundan da söz ediliyor. Karadeniz insanının, yani işçisinin günlük yevmiyesinin 120 TL’ye ulaştığı halde çalışma titizliği göstermemesi üzerine Gürcistan’dan gelen işçilerin hem daha çalışkan, hem de günlük 80 TL’ye çalışmaları hızla yayılıyormuş.

 

Çevremizde ki inşaatların tamamını bir inceleyin! İskelelerinde çalışan yöre işçisi var mı? Oysa burada da işsizlik oldukça fazla! Nasıl olsa; anne, baba, dayı amca ve satılacak birkaç tarla para yapar diye; yüksek gurur, tembelliğe teslim olmuş…

 

İnecik diyarının taciri; boşu boşuna seslenmiyor Allaha; “ Allahım sen bizi bu tembellerden kurtar! Bütün bunları Almanya’ya işçi olarak gönder! “ İnsanın gülesi geliyor bu kara mizahın gerçeklerine; acı acı…

 

 

HALK, SAHİLDE KOLLUK KUVVETLERİNİ GÖRMEK İSTİYOR

—————————————————————————–

 

Tekirdağ sahili, gündüzüyle, gecesiyle şehrimizin nefes olma, moral bulma, buluşma, eğlenme yerlerinden en önemli olan bölgesidir.

 

En temiz tutacağımız, en güvenli kılacağımız bu yerde, birçok insanın ortak şikâyetleri-beklentileri; sahilde yeterli kolluk kuvvetinin olmayışı üzerine…

 

Bisikletle gezen polisleri saymazsak neredeyse hiçbir kolluk kuvveti halkın yakınında güven artırıcı yer almadığı gerçeği örneklerle, yaşanan olaylarla birlikte anlatılıyor.

 

Bunlardan birisi simitçilerle zabıta kavgalarından sonra zabıtanın; yani şehrimizin kolluk kuvvetlerinin iyice kendi içine çekildiği, hiçbir şeye karışmadığı üzerine yoğunlaşıyor.

 

Bu kadar sorumsuzluk veya tarafsızlık olur mu? Veya kanunlarla verilen kamusal alanların ve vatandaşlarımızın korunması, haklarının takip edilmesi; yaşanan birkaç olayla biter mi? Yasaları, istediği kadar güçlü olsun; uygulayanlar veya uygulayamayanlar da insandır!

 

Yöneticilerin kararsızlığı, kolluk kuvveti olarak çok önemli yeri olan zabıtanın bu konuda; yani sosyal olaylarda yeterli donanım ve desteğe sahip olmayışı onları da yalnız ve korumasız hale getiriyor.

 

Peki, nasıl olacak? Ne şiş şansın ne de kebap? O zaman ne kebap yiyebilir ne de huzur bulabiliriz?

 

Sahilde bulunan, buraya sıkça gelen vatandaşlarımızdan şikâyet sebeplerini dinledikçe onlara da hak veriyorum. Dilencilerin hakarete varan olaylara sebep olması, eline bir demet gül alıp satıcı kılığında insanların en önemli huzur ortamlarında rahatsız edilmeye kadar bir sürü olayla karşı karşıya kalan vatandaş ne yapacağını şaşırmış durumda.

 

Polisin de, zabıtanın da daha sık ve daha etkin bir şekilde bu alanlarda olması gerektiği; gerekliliği hiç şüphesiz ortadadır… Bunca insan ve yaşanan olay; herkes kendi sorununun çözmeye kalkarsa, sonu nereye varır? Bir de, korkan, rahatsız olan bir sürü insan; sahile gelmekten vazgeçiyor…

 

Burayı, daha yaşanır, daha güzel ve güvenli kılmak; hepimizin görevi; zabıtanın da, polisin de, esnafın ve vatandaşların da… Sanırım, herkesin ortak yanı; Tekirdağ’ın daha zengin, sosyal ve gelişmiş bir şehir olmasıdır.

YORUM ALANI

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.