DOLAR
EURO
GRAM ALTIN
ÇEYREK A.
BITCOIN
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava
Google News

TEKİRDAĞ’IN YAMAN HALLERİ–401

Yayın Tarihi: 10 Ekim 2018 | Son Güncelleme :

10 Ekim 2018 - 10:59

TEKİRDAĞ’IN YAMAN HALLERİ–401

BİR TEKİRDAĞ HİKÂYESİ

—————————————

 

Yaşamın içinden; Tekirdağ insanının çalışkanlığından, tembelliğinden, duyarlı veya duyarsızlığından; kısacası bizi anlatan yaşamsal şeylerden daha birisini çok taze olmuş bir gerçek olayı anlatacağım; yazacağım.

 

Yöremiz insanının iyimserliğini bilmeyen, duymaya yoktur. Şehrimize ülkemizin diğer şehirlerinden gelenlerden da anlayabilirsiniz bunu. Bir şehir göç alıyorsa; sadece batıda olduğu için değil; can, mal güvenliği de söz konusu olduğu içindir.

 

Dışarıdan gelenler; bizi bizden daha iyi görür ve anlar. Hatta değerlendirir. Görmedikleri bir şey ise; bu kadar iyimser insanlarımızın, insana olan yatırımı; ev, dükkân, eğitimle sınırlı kalmakta…

 

Bu kadar çok eğitim masrafı yapılıyorken; yanı oranda dolmayan kütüphane, sinemalarımız; bir türlü yokluğu sorgulanmayan şehir tiyatroları, belediye tiyatroları, operalarımız; kimseyi rahatsız etmeyecek yoklukta, ıssızlıktadır.

 

Bu olayı, daha dumanı tüterken sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir üniversitede kürsüm olsaydı öğrencilerimle hemen oracıkta paylaşırdım; insanımızın bu garip, şaşılacak hikâyesini; hikâyelerini…

 

Bir Tekirdağ insanı; sanayide iyi kazanan; kazanmış, bolca mal mülk yatırımı yapmış bir insanımızı anlatacağım sizlere. Bir tek çocuğu olup da, onu; zararlı alışkanlıklarla kaybetmek üzere olan şanlı esnafımızın kazancına diyecek yok!

 

Nasıl derler; Allah daha çok versin… Bu dua, bir şey anlatır öteden beri. Daha fazla, daha çok dert anlamına da gelir gelmesine ama hiç kimse görmez; su akarken hep doldurayım denir. Yoksulluğun başka biçimi; evine, arabasına, tarlasına yatırım yapar da, ruhun, bedenin, bilginin, bilgeliğin yatırımı herkese lüks ve çok çok uzak gelir…

 

Zararlı alışkanlıklara teslim olmuş genç adam; sürekli para kazanmakla meşgul Tekirdağlı esnafımıza; “Baba beni kurtar” der. O,kurtarma işini pahalı bir araba alarak yapmak ister. Oğlan ise bir doktorun, uzun meşe katlı bir yolun sonucu gerçek kurtuluşu beklerler.

 

Baba, oğlunu kurtarmak adına; şehrimizde bulunan bir doktora; psikologa giderler. Psikolog ücreti açıklayınca; baba; “Benim verecek bu kadar param yok” der ve tedaviyi devam ettirmez.

 

Bir süre sonra; babanın zararlı alışkanlık sahibi olan oğlu, babanın aldığı pahalı arabanın üzerine bir bidon benzin döker ve yakar. Araç yanarken babasını arar; “ Efendi; aracın cayır cayır yanıyor” der.

 

Araca, tarlaya, eve; kısacası malın, gururun, çalımın her türlüsüne yatırım yapan Tekirdağ insanı; niçin esas olana; İNSANA yatırım yapmaz. İnsana yatırımı sadece ev, evlendirme, sünnet, zorunlu, gösterişi eğitim sanır? Niçin?

 

Çağlar ötesinden haykırıp durur bilgeler; “ En büyük yatırım; insandır diye…” Bir türlü geçmedi; büyük evlerin, araçların, gururların modası…

YORUM ALANI

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.