
TEKİRDAĞ’DA KİMYASAL TANK TEHLİKESİ
Tekirdağ TMMOB adına CEYPORT Limanı ile ilgili bir açıklama yapan Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Cemal Polat, ,“Planlanan likit tank çiftliği kapsamında 55 m yüksekliğinde ve 75 m çapında yapılacak depolama tankları hem şehrin panoramasını ve hem de bu büyüklükte tankların herhangi bir olumsuz koşullarda yaratacağı tehlikenin büyüklüğü vahim sonuçlar doğuracağı bir gerçektir.”diye konuştu
Polat, “Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kıyıların mülkiyeti konusu tesis ve işletmelere izin verilmeyeceğini hükme bağlanmasına rağmen, Marmara Denizi, koruma eylem planına açıkça aykırı bir durum yaratmaktadır. Hukuken buna izin verilemez.”dedi.
LİKİT TANK ÇİFTLİĞİ DE OLUYORMUŞ…
Polat,”Projenin teknik özelliklerinin planlanan ‘Likit Tank Çiftliği’kapsamında 20 tank kurulumu gerçekleştirilmiş olup, bu tankların 7 tanesi gıda türevi ürünlerin depolanması, 13 tanesi ise kimyasal ürün depolama amacıyla kullanılacağı belirtilmiştir (Toplam kapasite 48.966 m3). Proje kapsamında 13 adet tankta; kastik sıvı bitkisel yağ ürünleri, asetik asit, sülfarik asit, MEG ( Mono etilen glikol), fosforik asit, LNG (sıvılaştırılmış Doğal gaz) depolanması amaçlanmıştır.
DOĞALGAZ, PETRO KİMYA, PETROL VE KİMYASAL MADDELERİ DEPOLANACAK
Toplam depolama kapasitesi 500 – 50.000 m3 arası olan doğalgaz, petro kimya, petrol ve kimyasal maddelerin depolandığı tesislerin yer aldığı proje tanıtım dosyasında belirtildiğine de vurgu yapan Polat, Rıhtıma bağlantılı 5 adet buhar ısıtmalı ve izoleli boru hatları ile direkt gemiden terminale ürün alınacağı, 5 hattan toplam 1500 m3/saat yükleme ve boşaltma yapılacağı belirtilmiştir.”ifadelerine yer verdi
YILDA 732 SEFER
LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) tankları LNG depolama tankları yerde, yer üstünde veya LNG İstasyonlarında bulunabilir. LNG depolama tanklarının ortak özelliği, LNG’yi -162°C de depolayabilmesidir. En yaygın tank tipi, dolu muhafaza tankı olup kabaca 55 m (180 fi) yüksekliğinde ve 75 ç çapında olduğu tanıtım dosyasında belirtilmektedir.
Kimyasal tankların temizlenmesinde; solvent bazlı temizleyiciler, alkali temizleyiciler ve asidik temizleyicilerin kullanılacağının da belirtildiğine vurgu yapan Polat, Bunların yaratacağı deniz ve çevre kirliliği çok riskli ve tehlikelidir.Proje kapsamında taşıt yükü Ceyport Tekirdağ Uluslararası Limanın kuru yük tonaj ortalaması 3000.000 ton/yıl olup kuru yükün ortalama %78’i, 1000.000 ton / yıl olan genel kurye yük tonajının ortalaması %20’si, 1000.000 ton/yıl sıvı yükün tamamını, 2000.000 ton/yıl konteyner yükünün ortalama %10 ‘u karayolu ile yapılacağı proje tanıtma dosyasında belirtilmiştir. Bu durumda, Yıllık bazda; 732 sefer
Kuru yük 214 sefer/gün
Genel kargo 19 sefer/gün
Sıvı yük 110 sefer/gün
Konteyner 28 sefer/gün
Araç 371 sefer/gün olarak belirtilmiştir.”diye konuştu.
PROJE İNCELENDİĞİNDE VAR OLAN OLUMSUZLUKLAR VE YETERSİZLİKLER
Proje alanına ilişkin parsel bazında gerçekçi ve bilimsel niteliğe uygun jeolojik – jeoteknik rapor alınmadığının da altını çizen Polat,şöyle konuştu:”Çevre mevzuatına göre proje değerlendirilmesinde ‘halkın katılımı’ ilkesi esastır. Uluslararası Çevre Koruma Sözleşmelerine göre halkın istemediği hiçbir projeye, hiçbir yatırıma izin onay verilemez. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ‘nın 8 maddesinin ihlal edilmiş sayılması için insan sağlığına gerçek bir zararın verilmiş olmasının şart olmadığı belirtilmiştir. Halkın bilgilendirme toplantısının yapılmaması ÇED Hükümlerine ve yasalara aykırılık oluşturmaktadır.
Çevre hukuku ve ÇED’in temel mantığı da bu yöndedir. İnsan sağlığının ve doğanın zarar görmemesi beklenmemelidir. Risk olması yeterlidir. Nitekim ulusal mevzuat açısından düzenleme yetersizde olsa, bu hususta uluslararası mevzuat paralelindedir.
Çevre hakkı, gerek yaşam hakkıyla gerekse sağlık hakkıyla olan yakın ilişki nedeniyle bugünkü nesli, hatta daha çok gelecek nesilleri ilgilendirdiğinden günümüzde çok daha önemli hale gelmektedir.
Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının anayasal anlamda normatif dayanağı 56. Madde hükmünde yer verilen, herkesin sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkına sahip olduğu düzenlemedir.
Anayasa’nın 43. Maddesinde “ kıyılar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl, akarsu kıyıları ile deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmasa öncelikle kamu yararının gözetileceği, kıyılarla sahil şeritlerinin kullanış amaçlarına göre derinliğinin ve kişilerin bu yerlerden yararlanma olanak ve koşullarının yasayla düzenleneceği” öngörülmüştür.
Anayasanın bu maddesi ile devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kıyıların mülkiyeti konusu tesis ve işletmelere izin verilmeyeceği hükme bağlanmıştır.
Marmara Denizi koruma eylem planına açıkça aykırı bir durum yaratmaktadır. Hukuken buna izin verilemez.
DEV BİR YAPI OLACAK
Planlanan likit tank çiftliği kapsamında 55 m yüksekliğinde ve 75 m çapında yapılacak depolama tankları hem şehrin panoramasını ve hem de bu büyüklükte tankların herhangi bir olumsuz koşullarda yaratacağı tehlikenin büyüklüğü vahim sonuçlar doğuracağı bir gerçektir. Yakın geçmişte Lübnan’daki Beyrut Limanındaki likit depolama tanklarının patlamasıyla oluşan durum gayet açık bir şekilde tehlikeyi gözler önüne sermektedir.
Aynı zamanda sahil alanı tamamen kapanacağından kentin silueti ve panoramasını olumsuz etkileyecektir.
TOZ BULUTLARINDAN OLUMSUZ ETKİLENDİK.
Tekirdağ Ceyport Limanında elleçlemesi planlanan asidik basik kimyasal ürünler ile bitkisel yağların yanında kömür, petrokok, çimento gibi toz oluşturan maddelerdir. Bunların yaratacağı tozuma ve koku insan ve çevre sağlığını olumsuz etkilediği bir gerçektir. Şubat 2025 ‘te yaşanan toz bulutları çevreyi, insan sağlığını ve yaşam alanlarını nasıl olumsuz etkilediğini açık bir şekilde yaşandı.
Kimyasal maddelerin koku etkisi yakın bölge canlı yaşamını olumsuz etkileyecek, kimyasal madde gazlarının ve tozumalarının hava ile kent sağlığı her zaman tehdit altında olacaktır.
“DENİZ VE KARAYOLU TRAFİĞİNE BÜYÜK YÜK”
Proje tanıtım dosyasında belirtilen karayolu trafik yükü şehir trafiğinde karmaşaya, trafiği güvensiz hale sokmasına neden olacağı gayet açık olup bu konuda önlem ve çözüm sunulamamıştır. Ayrıca otopark yükü tamamen kente bırakılmıştır.
Bunun yanında artan deniz trafiğinin yaratacağı olumsuzluklar dikkate alınmamış ve çevre kirliliği (ses, gürültü vb.) ve insan sağlığına olumsuz etkileri projede ön görülmemiştir.
“DEPREM YÖNETMELİĞİNE GÖRE DOLGULU LİMAN YAPILAMAZ”
2013 yılı “Türkiye Deprem Tehlike Haritasına göre proje alanı 1. Derece Yüksek Tehlikeli Deprem Bölgesi” dir. Proje alanı son derece aktif bir bölgede yer almaktadır. Son deprem yönetmeliğine göre dolgulu liman yapılamaz. Proje alanının hakim fonksiyonu “ Konut Alanı” ‘dır.
“İDARE MAKHKEMESİ’DUR’ DEMİŞTİ. AMA….”
TMMOB (Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği” ‘nin daha önceki Ceyport’un “ Liman Kapasite Artışı” projesi ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünce verilen 10.09.2021 tarih ve 6351 sayılı Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararına Tekirdağ 1. İdare Mahkemesine açmış olduğu dava sonucu Esas No: 2021/981 kararı ile “yürütmenin durdurulması” na itiraz yolu kapalı olmak üzere 12.10.2022 tarihli kararına aykırılık söz konusudur.
“BU PROJE HUKUKSUZ”
Söz konusu projeye ÇED olumlu karar verilmesi aşamasındaki işlemlerde halkın katılımı göz ardı edilmiştir. Bu durum açıkça hukuka aykırıdır. Zira proje sahası çevresinde binlerce konut alanları, resmi kurumlar, eğitim-spor ve sağlık kurumları bulunmaktadır. Yaşam alanlarına, turizm – kültür gelişme bölgesine, denize, arkeolojik alanlara geri dönülmez büyük zararlar verecek bu proje hukuksuzdur.
“ HERKES SAĞLIKLI VE DENGELİ BİR ÇEVREDE YAŞAMA HAKKINA SAHİPTİR.”
Ülkemizde sanayileşme ve kentleşmenin yoğunlaşması ile artan nüfusun turizm ve dinlenme ihtiyacının karşılanması bakımından kıyılardan yararlanma isteği artmış bulunmaktadır. Devletin bu nedenle kıyılarda kamunun daha fazla yararlanmasına yönelik tedbirler alınması gerekirken, kıyıların özel mülkiyete konu olarak düzenlemeler getirilmesi kamunun kullanımını engelleyen düzenlemelerdir. Kıyılardan yararlanma, ancak kıyıların herkese açık olması ile mümkün olacaktır ki bu amaçla Anayasanın 46. Maddesinin 3. Fıkrasında kıyıların korunması amaçlı kamulaştırmadan söz etmektedir. Ayrıca anayasanın 56. Maddesi ile “ Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.” Kuralından sonra çevreyi geliştirmenin çevre sağlığını koruma ve çevre kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşın ödevi olduğunu belirleyerek, bu hükümle kıyıların korunmasına yönelik 43. Madde hükmü arasında bir ilişki kurmuştur.
“İŞLEM AMAÇ YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRIDIR”
İşlem amaç yönünden hukuka aykırıdır; Halkın yaşam alanının tam içinde büyük ölçekli ve tehlike içeren bir projeye ÇED olumlu kararı verilmesinde “ KAMU YARARI” yoktur.
Projenin gerçekleşmesi durumunda yakın zamanda büyük kamu zararı doğacaktır.
Söz konusu proje, 1/100.000’lik Trakya Alt Bölgesi Çevre Düzen Planlarına, 1/25.000’lik Tekirdağ ÇDP’larına, 3194 sayılı İmar Kanunu içtihatlarına aykırıdır.”değerlendirmesinde bulundu.Habertrak