Dikkat ediyorum da hangi yönetici gelirse gelsin Tekirdağ için; taşıma suyla değirmen döndürmek istiyor. Derli toplu yapılan sahil düzenlemesinin üzerinden bunca zaman geçse de bütüne giden, gerçek manada müreffeh bir Tekirdağ oluşturma peşinde büyük ve kapsamlı projeler görmekte zorlanıyoruz…
Tekirdağ sokaklarında, caddelerinde gezen insanların büyük çoğunluğu yerlere bakmaya korkuyor. Niçin? Kirlilik, pislik; kol geziyor… Hele caddelerimizin kenarlarında biriken otlar, pislikler; çevre yollarımız, köy yollarımız dâhil; insan denen canlıyı; “ Bu kadar da olur mu?” dedirtiyor… Çare bulunamaz mı? Hep görmezlikten mi geleceğiz; yöneticilerle birlikte?
Şehrimizin belli yerlerinde daha Ekrem Eşkinat zamanında konulan küçük çöp kovaları bakıma muhtaç. Bazılarının altı kopmuş, bazılarının yanları, üstleri. Neden düzenli olarak kontrol edilmezler? Bu şehir çok mu büyük? Çok mu geniş? İpin ucu kaçarsa; merkezde gerçek manada şehir kimliği kazanmış, mutlu ve zengin bir şehir düşünülmezse böyle olur; her şey bir var, bir yok muş gibi…
Kaldırımlarda, kaldırım kenarlarında halen insanları düşürmek için bekleyen vida ve somunların sayısı belli değil! Pek saygın yöneticiler kaldırımları, caddeleri yayalar, gerçek manada HALK gibi kullanmadıkları için; kırık dökük kaldırımları görmüyor, göremiyorlar.
Yağmur yağınca en büyük caddelerinden sadece birisine; Muratlı Caddesi üzerinde bir yürüyün. Kaldırım parkelerin halini görünce; “ VAY BE!” böyle bir kötülüğe nasıl göz yumarız? Demezseniz, o zaman görüşelim ve sizlerden ÖZÜR dileyelim; günlerce, yıllarca…
Yahu, kırık dökük bir Tekirdağ görmeye bıkmadınız mı? Şehir kültürüne, planlamasına bu kadar uzak yönetimler düşülemez! Ama gerçek de ortada… Yeşili az; betonu, asfaltı ve vefasızlığı çok olan bir şehir; her zaman gözü yaşlı ve buruk kalmaya yazgılı değil midir?
Sıvası yapılmamış, kimi ruhsat alamamış, kimisi yasaklı ve yıkılmayı bekleyen bir sürü İBRET-SEL yapı; kimin umurunda ki? Düzensiz, korkunç görünümlere sahip tabelalar ve katıldığı belki de elli yıl olmuş olan her an birisinin üzerine düşecek gibi duran klimalar; bunları kontrol edecek, halkın beden ve ruh sağlığı için sorumluluk alacak YÖNETİCİLER yok mudur?
Vardır elbet vardır da; emekli olunca; “Ben yalnız kaldım! Ben yapmak istedim de engel oldular” diyecek olan yönetici ve şehir sevgisiyle dopdolu insan var ki; ama güne ve şehre ne katkıları var ki; ağlamalarını, inlemelerini en sonunda yapacaklarsa…
Üzgünüm ki şehirdeki yöneticilerimiz taşıma suyla şehir güzelleştirmenin peşinde. Bir taraf yapılıyor, diğer taraf yarım kalıyor; bu nasıl iştir? Bir sürü trafik tabelası var; çoğu yan yatmış, kimisi oradan geçen insanlar için TEHLİKE taşıyor! Merak edip de görevini yapmak isteyenler nerede?
Kırık dökük bir TEKİRDAĞ bir ŞEHİR istemiyoruz; ah gayret pek SAYIN KIYMETLİ yöneticilerimiz; ah gayret; olacak inşallah; da yüzyılın sonuna çok var…
