Bu güzel şehrin; şehrimizin denizi var; neredeyse 150 km’ye yakın sahilleri; gölleri, göletleri ve barajları var. Ama bu eserler-değerler üzerinde yapılan kültürel etkinlikleri yok! Niçin? Basiretsizlik, derdi eskiler. Yani uzağı göremeyenler, yaşadığı yere yeterince katkı sağlayamazlar; isterlerse iyi insan olsunlar…
Biliyorsunuz; eski liman denilen muhteşem yer; dört insana mezar olması nedeniyle CEZALI duruma düşmüş, yıllardır kapatılmıştı. Burayı sadece martılar kullanılıyordu. Şimdi, Süleymanpaşa Belediyesinin yerinde başlattığı hamlesi, her ne kadar siyaset koksa, bazı insanlara dokunsa bile, şehir insanımızın,şehrimizin kazanacağını düşünürsek ve ortaya güvenli bir yer çıkar,hizmeti de başköşeye oturturlarsa,Süleymanpaşa ayrı bir değer,önem kazanacaktır.
Aynı şey; denizimizin, göl ve göletlerimizin üzerindeki etkinlikler içinde geçerli. Su sporları, su etkinlikleri, markaya dönüşecek bu tür gösteriler; şehir insanımızı, şehrini fark ettirip heyecanlandıracağı gibi, bölgemiz için ayrı bir çekim gücü, daha yaşanır, daha çok ziyaret edilecek şehir olma dönemi başlatabiliriz.
Suların üzerinde neler yapılmaz ki? Kayık, yelken yarışlarından tutun da, yüzme yarışlarına kadar onlarca, yüzlerce etkinlik yaratabilirsiniz. Denizimizin olması, doğal bir zenginliğin yanında, sosyal, kültürel işlevlerle, turizme, şehrimizin gelişimine ciddi katkılar verecek hale gelebilir. Bunlar bu şehir için lüks şeyler midir? Tekirdağ insanı, sularını kullanarak; İstanbul’a, Çanakkale, İzmir ve Antalya’ya hiç olmazsa haftada bir yapılacak seferlerle; gemiler, vapurlarla yolculuk yapamaz mı? O şehirlerden bizim şehrimize gelecek insanların katacağı hareketi, heyecanı da bir düşünün!
Velhasıl dostlar; bizlere basiretli; ilerisini gören yöneticiler lazım; susmuş, pısırık, kendi gölgesinden korkanlar değil…
