ELMALI MAHALLESİ TURİZME GÖZ KIRPIYOR
——————————————————————
Tekirdağ, Malkara Elmalı Mahallesi birkaç yıl önce başlatılan turizme inanmış bir avuç insanla mücadeleye devam ediyor.
Şiirde, şairin söz ettiği gibi; “Bizim Kadınlarımız” önü açıldığında neleri yapıp, başarı kazanacaklarının bir örneği de Elmalı Mahallesinde yaşanıyor.
Tekirdağ Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle öne çıkan, taş bir mekâna kavuşan Elmalı Turizmi, henüz istenen desteği bulmadığı halde, heyecan coşku anlatılmaya, yazmaya değer…
Elmalı insanı bu işe inanmış belli! Yörenin dağları, vadileri, hatta rüzgâr türbinleri bile turizme yakışacak bir döngü içinde dönüyorlar. Kimi sisli ve bazen puslu bir havanın görüntüsü içinde dönen devasa kanatlı türbinler, çıkardıkları uğultu eşliğinde dışa bağımlı enerjiyi azaltmayı hedeflerken, turizme efsanevi bir görüntü de sağlıyorlar.
Elmalı Mahallesine yapılan taş mekân, bu mekâna sahip çıkan Elmalı kadınları eksiksiz ve dört elle sarıldıkları işleri; konuk ağırlama, doğal kahvaltı sunma, damaklarda değerli ve unutulmaz tatlar bırakıyor.
Bu tatları bozan çok önemli bir sorun var. Bu mekâna gelen insanların; iç turist veya konukları gidecekleri tuvalet yok. Tüm mahallenin kullandığı tuvaletin temizliğini yapacak insanın olmayışı, tuvalete girenlerin karşılaştıkları görüntü kirliliği yüzünden yaşayacakları, yaşadıkları olumsuzluklar, bu değerli çalışmaya zarar verecek…
Büyükşehir Belediyemizin bu konuda ciddi önlem alması, kendi elleriyle öncülük ettiği bu doğa turizmini, yeşermeye çalışan filizleri yok edilmemesi için bu mekâna çok acilen tuvalet yapılması kaçınılmazdır.
Tuvaletler, insanların aynasıdır. Mahalle, köy veya şehir tuvaletleri ne kadar temizse, insanların algıları da o kadar olumlu ve sıcaktır…
MURSALLI TARIMSAL KALKINMA
KOOPERATİFİ İLGİ BEKLİYOR
———————————————————————————————
Düşünce olarak, ayakta kalabilme adına ortaya çıkan Mursallı Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ve kurulan şıra fabrikası bir zorunluluk olarak doğmuş.
Çiftçiyi korumak, kendi mahsulünü yok pahasına almalarını önlemek adına çok önemli bir kuruluş ve onun de ortaya çıkardığı fabrika. Fabrikanın şıra ve şaraplık üretimi yöre için; geçimini üzümden; bağcılıktan çıkartan insanlar için kaçınılmaz bir çalışmadır.
Bugünün modası, bu değerli toprakların çok iyi fiyata, başka şehirlerden, ülkelerden gelen insanlara satılması, ciddi bir tarım olanı yok olmaya doğru ilerlerken, bu erozyonu önlemek adına Mursallı Tarımsal Kalkınma Kooperatifi doğuyor.
Her doğum sancılı olur! Bunu başarmışlar. Her başarının da daha büyük çalışmalara ihtiyacı vardır. İlimsel, ticari ve kurumsal başarılar, usta işi yönetimlerle ileriye doğru yol alıyor. Mursallı; yani Şarköy, Mürefte yöresi; bağ, bahçe için özel düzenlenmiş, kurgulanmış gibi… Yaratıcı buraya bütün güzellikleri oturtmuş…
Bu güzelliklere rağmen, yöre insanı niçin bağını, bahçesini bırakıyor? Açılan bu değerli kooperatifler neden gerektiği gibi büyüyemiyor? Burada ki insan gerçeği, insanımızın kendi değerlerini, zenginliklerini fark edememesi de öne çıkıyor.
Tıpkı, lahmacunumuzu, gözlememizi yeterince tanıtamayıp, reklâm dünyasının o büyük gücüne teslim olması gibi; en değerli içecek olan ayran, gazlı içecekler yanında görünemiyorsa, sesi çıkmıyorsa; yeterli dünya, kurum, reklâm, pazarlama becerilerimizin de gelişmediğinin bir kanıtıdır.
Devletimiz Tarımsal Kalkınma Kooperatiflerine destek oluyor. Yeterli mi? Tartışılır! 1970’li yıllarda büyük atılım Kalkınma Kooperatifleriyle başlamış,1980 ihtilali en fazla bu kurumlara zarar vermişti.
Şimdi, bu yaralar iyileştirilmeye çalışılıyor. Birleşmiş Milletlerin gündeminde de Kalkınma Kooperatifleri gündeme geliyor, onları yaşatmak için kararlar alınıp destek veriliyor.
Mursallı;Mürefte yörelerimiz;Tekirdağ’ın doğal turizmi kadar,doğal-organik ürün almak,yetiştirmek adına dünya çapında öneme,değere sahip. Burada yapılan her türlü üretime destek vermek sadece kurumların, devletin işi değil; bu bölgenin insanı olarak bizlerin de yapabileceği yararlı şeyler var!
Nedir? Sirkemizi, şıramızı, şarabımızı, zeytinyağımızı, zeytinimizi, sabunumuzu yöremizde üretilen kurum ve kuruluşlardan, şahıslardan almak. Onları daha iyi üretime, pazarlamaya teşvik etmek; bizlerin boynunun borcudur…
