
Günümüzde, birçok medya ürününü dijital platformlardan kullanıyoruz. Artık neredeyse hiç kimse, plaklardan müzik dinlemiyor, optik disklerden(DVD, VCD) film izlemiyor, kutulu video oyunları satın almıyor, bilmediği bir yerin resimlerine bakmak için albüm ya da kartpostal satın almıyor hatta bazılarımız, artık gazete okumak yerine gazetelerin web sitelerinden gündemi takip ediyor.
Kısacası, birçok medya ürünü ya tamamen dijitale geçti ya da dijital ve fizikseli birlikte götürüyor. Biri hariç: Kitaplar.
***
Kitaplarda da çeşitli dijitalleşme çabaları var ancak bunların birçoğu, diğer alanlardaki rakiplerine kıyasla başarısız kalıyor. Avrupa’da, kitap satışlarının %70’ini fiziksel kitaplar oluşturuyor(Avrupa Yayıncılar Federasyonu, 2023). Bu değerler Bharat(Eski adı ile Hindistan) gibi alım gücü düşük ülkelerde %85’i bulabiliyor(Hint Yayıncılar Federasyonu, 2023). Ülkemiz içinse fiziksel kitap kullanım oranı %85 (D&R, 2023). Diğer medyalarda dijital çok yaygınlaştı. Örneğin ülkemizde fiziksel müziğin kullanım oranı sadece %7 (Müzik Yapımcıları Meslek Birliği, 2023).
Kitaplar, bence yapıları gereği dijital kullanımda pek verimli değil. Kitaplar, matbaanın icadından bile daha eski zamanlardan bugüne kadar formunu neredeyse hiç değiştirmedi. Modern basım teknikleri, saman kağıdından günümüz kağıdına geçiş gibi çeşitli değişiklikler oldu ancak 100 yıl önceki bir kitap ile günümüzdeki bir kitaplar arasında pek bir fark yok. Bazen, eski kitaplar iyi saklandıysa; kötü saklanmış günümüz basım bir kitaptan daha yeni bile gözükebilir.
Kitapların, değişime kapalı yapıları belki olumsuz görünebilir ancak değiller; kitaplar mükemmel bir medya türü. Böylece, bu dijital dünyada bile fiziksel kalmaya devam edebiliyorlar. Dijital, fiziksel kitapların bazı sorunlarını çözebiliyor ancak hiçbir zaman fiziksel kitapların yok olacağını düşünmüyorum.
Dijital kitapların tutmamasının bir başka nedeniyse, fiziksel kitaplardan daha maliyetli olmaları. Belki, teoride dijital kitaplar daha ucuz olabilir ancak bir e-kitap indirmek, onu depolamak hem maliyetli hem caydırıcı. Bunlara katlanmak istemiyorsanız, e-kitap okumak için özel üretilmiş tabletler var ancak bu tabletler, birçoğumuz için anlamsız derecede pahalı. Ek olarak, dijital kitapları okumanız bitince satamaz veya arkadaşlarınıza hediye edemezsiniz. Fiziksel kitaplarda ise, başkalarından aldığı kitapları geri vermeyerek bir kütüphane kurabilecek kadar fazla kitap toplayan kişiler bulunduğu hakkında iddialar, fıkralar var.
Ayrıca, dijital kitaplar bizlerin odaklanmasını engelliyor. Fiziksel kitapları okurken, kendinizi dünyadan soyutlayabiliyor, saatlerce sayfalara bakabiliyorsunuz. Dijital kitaplardaysa, özellikle telefondan okuyorsanız, sizin dikkatinizi dağıtabilecek, odaklanmanızı engelleyecek birçok şey var. Bu, hele ki biz gençleri dijital kitap okumaktan ve daha kötüsü kitap okumaktan uzaklaştırıyor.
***
Elbette, dijital kitaplarında iyi yaptığı bazı şeyler var. Yinede bunların hiçbiri, fiziksel kitapların en büyük avantajını hiçbir zaman yakalayamayacak. “Fiziksel kitapların en büyük avantajı nedir?” diye sorabilirsiniz, cevabım biraz göreceli ancak okurlarımın birçoğunun katılacağını düşünüyorum; cevabım “Hissiyatları.”
Dijital kitaplar, hiçbir zaman fiziksel kitapların verdiği hissi veremeyecek. Kitaplığınıza ya da rafınıza bakmanın verdiği gurur, huzur; sanal bir kütüphaneninkine yaklaşamayacak bile. Sayfaları çevirmenin zevki, kitapların mükemmel kokusu, sayfaları çevirince çıkan ses, kapak tasarımları ve tanıtım bültenleri, kitapçıya veya sahafa gitme deneyimi hiçbir zaman dijital kitaplar tarafından sağlanamayacak.
Fiziksel kitaplar duyulara hitap ederek, bir nevi bir direniş sergilemekte. Sayfaların dokusu, kokusu ve raflardaki varlığı, dijitalin asla ulaşamayacağı bir ‘anlam’ yaratıyor. Fizikselin bıraktığı iz silinmez. Ne diyelim:”Bazı şeyler, ekranlara sığmayacak kadar değerlidir.”