
Ülkemizde yaşanan olaylar, adaletsizlik, koşulların verdiği ümitsizlik, acımasızlık ve bunların karşısında duyulan çaresizlik bir psikolojik acı ve üzüntü yaratıyor.
İşi az çok yolunda olanlar bile, “muannid” bir sis gibi etrafı saran mutsuzluğun etkisinden kurtulamıyor.
Berlin’de yaşayan oğlum, konuşurken, bu duyguyu anlatan Almanca bir kelime söyledi: Weltschmerz.
Weltschmerz veya dünyanın kahrı altında ezilirken, “Zihinsel Modeller “ hakkında bir yazı yersiz bulunabilir.
Ama, farklı bir bakış açısı, farklı bir düşünme şekli, bir çözüm veya en azından bir rahatlama yaratabilir.
Charlie Munger’ın zihinsel modelleri hakkında geçen yazıda şunlardan bahsetmiştim:
– Karmaşık bir dünyayla başa çıkmak için birden fazla modele ihtiyacınız var.
– En iyi fikirlerden bazıları artık aramızda olmayanlardan gelir.
– Sorunların çözümü, bazen onları ters çevirirseniz daha kolay bulunabilir.
– Bilge olmak istiyorsanız, öğrendiklerinizi unutma yeteneğini öğrenmelisiniz.
Bu hafta özetleyeceğim videoda, Charlie Munger’ın beş zihinsel modeli daha anlatılıyor (*).
Fırsat Maliyetleri
Kaynaklar sınırsız değildir.
Zamanınızla veya paranızla bir şey yapmayı seçtiğinizde, bu zamanın veya paranın kullanılabileceği birçok başka şeyden, fırsattan vazgeçmiş olursunuz.
Size bir örnek:
– A kişisiyle evleniyorsunuz.
Bu, B, C veya D kişisiyle evlenemeyeceğiniz anlamına geliyor.
Fırsat maliyeti, B, C veya D kişisiyle hiç geçirmediğiniz hayattır.
– YouTube’da bir kedi videosu izliyorsunuz.
Fırsat maliyeti, hiç izlemediğiniz bir yatırım videosundan kazanabileceğiniz bilgidir.
Bize verilen zamanla ne yapacağımıza doğru karar vermeliyiz.
Gördüğünüz gibi, bu zihinsel model hayatınızın birçok farklı alanını kapsıyor.
Temel fikir, her zaman yapılacak bir seçim olduğudur ve tüm seçimler eşit yaratılmamıştır, bu yüzden dikkatli seçmeniz gerekir.
Havuz Bahsi
Havuz bahsi at yarışlarında kullanılan bir bahis sistemidir.
İnsanlar farklı atlara bahis oynar ve toplam para havuzu, yarıştan sonra, kazanan ata oynayanlara dağıtılır.
Genellikle, üstün atlara daha fazla para yatırılır, zayıf olanlara daha az para yatırılır.
Üstün at kazanırsa bahisçilerin yatırdıklarına karşı kazandıklarının oranı düşük olur, ama zayıf at kazanırsa zayıf ata yatıranların kazanç oranı yüksek olur.
Borsada da durum benzerdir.
İyi bir at veya iyi bir şirket mutlaka bir bahis veya hisse senedi alımı olarak iyi değildir.
Benzer şekilde, zayıf bir at veya zayıf bir şirket mutlaka bir bahis veya hisse senedi alımı olarak kötü değildir.
En Uygunun Hayatta Kalması
1869’da Charles Darwin, “en uygunun hayatta kalması” terimini ortaya attı.
Çevrelerine daha iyi uyum sağlayan organizmalar hayatta kalma ve üreme konusunda daha iyidir.
İnsanlar, zekası, alet kullanma yeteneği ve çabalaması bakımından benzersizdir.
Bu, dünyanın her yerinde başarılı olmamızı sağlamıştır.
Ancak, çok farklı yetenekleri olan ve başarılı bir şekilde rekabet eden başka türler de vardır.
Örneğin, tembel hayvan.
Fiziksel özellikleri göz önüne alındığında başarılı olması zor gibi görünebilir, ancak çok fazla enerji harcamayarak ve rekabetin olmadığı, başka hayvanların yemediği yaprakları yiyerek hayatta kalmayı başarıyor.
Girişimcilik ve yatırım için burada güçlü bir benzetme var.
Türler, dünyanın yiyeceği, suyu ve alanı için rekabet ederken, işletmeler de müşterilerin zamanı ve parası için rekabet ediyor.
Charlie Munger şöyle diyor: “Doğada ve iş hayatında uzmanlaşma anahtardır. Tıpkı bir ekosistemde olduğu gibi, dar bir alanda uzmanlaşan, küçük bir nişi işgal eden insanlar çok başarılı olabilirler.”
Fitness hakkında kendi YouTube kanalınızı başlatmayı düşündüğünüzü varsayalım.
Bu genel konu hakkında çok fazla kanal ve rekabet var.
Bir fitness YouTuber’ı olarak veya daha genel olarak iş hayatında başarılı olmak istiyorsanız, en azından ilk başladığınızda daha fazla uzmanlaşmaya çalışmalısınız.
Örneğin, her gün sadece çömelme hareketi yapan bir adamın YouTube kanalını gördüm.
Çok gösterişli bir içerik olmasa da, iyi sayıda takipçisi bulunuyor.
Bunu nasıl başardı?
Çok az kişinin onunla rekabet etmek isteyeceği bir niş işgal ederek.
Her gün çömelme yapmak, dalga mı geçiyorsun?
Çocukken hatırlıyorum, şehir kulübüne her sabah gelen yaşlı bir beyefendi vardı.
Neredeyse hiç iş yapmamış olmasına rağmen oldukça müreffeh görünen bir adamdı.
Babama, “Bunu nasıl yapıyor?” diye sordum.
O da, “Charlie,” dedi, “Neredeyse hiç rekabetin olmadığı bir iş yapıyor: ölü atları alıyor, ve onlardan hayvan yemi yapıyor.”
Rekabetin olmadığı niş yaklaşımı yatırıma da uygulanabilir.
Örneğin, şu anda Facebook hakkında görüş üreten onlarca profesyonel analist var.
Başarı şansınızı artırmak istiyorsanız daha belirsiz yerlere bakmalısınız.
Eğer uzmanlaşırsanız ve piyasa değeri düşük olan birkaç halka açık şirket hakkında çok şey öğrenirseniz, sermayenizi çok yüksek getiri oranlarıyla kullanma fırsatı yakalarsınız.
Güvenlik Marjı
Bu terimin anlamı, bir hisse senedini yalnızca gerçek değerinin adil bir indirimiyle alabileceğinizi düşündüğünüzde satın almanız gerektiğidir.
Eğer biri size 1 dolarlık bir senet teklif ederse, bunun için 50 sentten fazla ödememekte ısrar etmelisiniz.
Her zaman güvenlik marjıyla yatırım yapmakta ısrar etmenizin nedeni bir yatırımın gerçek değerini hesaplamanın genellikle çok sayıda tahmin ve varsayımı içermesidir.
Tam olarak güvenemeyeceğiniz biriyle asla iş yapmamanız, veya öyle biriyle evlenmemeniz gerekiyor.
Eğer evlilik teklifi kaynaklarınızı nasıl bölüşmenizle ilgili 47 sayfalık bir sözleşmeyle birlikte geliyorsa başka bir eş seçmelisiniz
Teşviklerin Süper Gücü
. Antik Roma’da, köprü yapımcıları, yaptıkları köprüler ilk açıldığında, insanlar üstünden geçerken, köprünün altında durmak zorundaydılar.
Neden?
Çünkü Romalılar, bu kuralla, yapımcıların köprüyü çürük yapmaktan kaçınacaklarını biliyordu.
Bu da elbette halkın da çıkarınadır.
Benjamin Franklin : “İkna etmek için, çıkarlardan bahset, mantıktan değil.” demiş.
İkna etmek istediğiniz kişiye reddedemeyeceği bir teklifte bulunun.
Charlie Munger’ın anlattığı küçük bir hikaye:
FedEx kargo şirketinde, paketlerin dağıtım merkezlerine hızlıca gönderme işi gece vardiyasında yapılıyordu.
Şirket, gece vardiyasındaki çalışanlarını daha verimli olmaları için motive etmek amacıyla birçok farklı yaklaşım denedi.
Durumun ahlaki kısmından bahsetmeye çalıştılar: Bu senin işin, bunun için para alıyorsun dediler, ama hiçbiri işe yaramadı.
Sonunda bir yönetici, çalışanlara saat ücret yerine vardiya başına ücret ödemeyi önerdi.
Yani tüm paketlerin dağıtılma işi bittiğinde, çalışanlar eve gidebilecekti.
Bu sistem tanıtılır tanıtılmaz, FedEx’in gece vardiyasında verimsizlik sorunu hemen ortadan kalktı.
Her zaman bir sistemdeki temel teşviklerin ne olduğunu düşünün ve insanların genellikle kendi çıkarlarına hizmet etmek için ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştıklarını fark edin.
(Devam edecek)
(*) https://www.youtube.com/watch?v=cgfuEEnsuAc