DOLAR
EURO
GRAM ALTIN
ÇEYREK A.
BITCOIN
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava
Google News

İLİMİZ MİLLETVEKİLLERİ

Yayın Tarihi: 25 Eylül 2024 | Son Güncelleme :

25 Eylül 2024 - 12:56

İLİMİZ MİLLETVEKİLLERİ

Evet, Anayasa Madde 80’e göre “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün milleti temsil ederler.”

Burası tamam.

Dolayısıyla tüm milletin vekilleridirler, illerinin değil. Ama hiç kuşkusuz her milletvekili öncelikle ilinin vekilidir. O hâlde öncelikle illerine hizmet etmekle görevlidirler. Değilse her milletvekili ilinin adıyla değil, “Türkiye milletvekili…” olarak anılırdı.

Şimdi gelelim ilimiz milletvekillerine…

Önce adlarını sıralayalım da ezici çoğunluğun bilmediğini tahmin ettiğimiz hemşerilerimize yardımcı olalım:

İktidar milletvekilleri:

            Mestan Özcan, Gökhan Diktaş, Çiğdem Koncagül.

CHP milletvekilleri:

            Faik Öztrak, İlhami Özcan Aygun, Nurten Yontar.

İYİ Parti milletvekili:

            Selcan Hamşıoğlu.

DEVA milletvekili:

            Cem Avşar.

Şimdi de gelelim söyleyeceklerimize:

Acaba bu milletvekilimizden hangisinin Tekirdağ’ı sık sık onurlandırdığına şahit olduk bugüne dek? İlimizin hiçbir sorunu olmasa bile,neden sık sık halkla buluşmak suretiylebizleri onurlandırmıyorlar?

Ankara’da işleri mi çok acaba diyeceğim ama diyemiyorum. Zira Meclis’in fazla bir işlevi de kalmadı ki öyle olsun. Hepsinin yapacağını neredeyse tek bir kişi yapıyor artık.

Yoksa Tekirdağ’ı çok çirkin buldukları için canları gelip gitmek mi istemiyor?

Ya da halkın hiçbir sorunu olmadığından gelip gitmeyemi ihtiyaç duymuyorlar?

Google’da araştırdım.Tarih sırasına göre yerel basına yansıyan son gelişleri şöyle olmuş:

            1 Temmuz 2024. CHP’li İlhami Özcan Aygun, Silivri Belediye Başkanı Bora Balcıoğlu’yu makamında ziyaret etmiş.

15 Ağustos 2024. CHP’liİlhami Özcan AygunTohum Yetiştiricileri Alt Birliği BaşkanıMiktat Olgun’u makamında ziyaret etmiş.

            21 Ağustos 2024. İYİ Partili Selcan Taşçı Hamşıoğlu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Cengiz Günay’ı makamında ziyaret etmiş.

Atladığım olduysa kusura bakılmasın. Üç ziyareti ikiyle çarpsak bile altı eder.

Kaldı ki neden hep makam ziyareti? “Halkın makamı bizim gönlümüzdedir. Gönlümüz de hep içimizdedir” diye düşünüldüğü için mi acaba?

Evet, elbette her geliş gidişleri basına yansımış, yansımış da olsa Google’da yer almamış olabilir ama demek ki yansıyacak değerde bir şey yapılmamış.

*

Bilindiği gibi ilimizde haziran, temmuz ve ağustos aylarında meydana gelen yangınlarda elli fabrika küle döndü. Bu yangınlar sanayi sektöründe ciddi ekonomik zararlara yol açtı.

Doğrusu merak ediyoruz: Acaba bu konuyla kaç milletvekilimiz ilgilendi ve neler yaptı? Yapılanlar oldu da haberimiz mi olmadı?

Hadi Muhalefet partisi milletvekilleri fazla birşey yapamazlar. Ya iktidardakiler?

Kısacası Tekirdağ biraz sahipsiz galiba.

 

ALİ KALKAN RESİM SERGİSİ

Ali Kalkan’ın Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezindeki resim sergisini gezdik geçen hafta. Hem elliye yakın eser gördük, hem de Ali Kalkan’la tanışıp sohbet ettik biraz.

Picasso, Braque, hatta biraz da Salvador Dali gibi sürrealist ressamlardan esinlendiği gözlenen kübik çalışmaları birer renk cümbüşü, birer kompozisyon başarısı.

Kalkan 1954 doğumlu. Önde gelen ressamlarımızdan Orhan Taylan’ın öğrencilerinden olmuş. SeniyeFenmen’den seramik de öğrenmiş. Bu kadar yapıtı da son iki yılda üretmiş. 70’e yaklaşmış yaşında bu kadar üretken olabilmek, yaşı ilerlemiş olanlara örnek olmalı.

İst. Ünv. Ed. Fak. Felsefe Bölümünden öncelikle estetik okuyarak mezun olmuş ki sanırım bu okumanın resimde de faydasını görmüş.

Şiir yazdığını, heykel yontuğunu da öğrendik bu arada.

Kutluyor, çalışmalarının ve başarılarının devamını diliyoruz.

 

……………………………………………………………………………….

Arka kapak yazısı:

“1998 yılına kadar siyaset yazdım. Bir süre aktif politika da yaptım. Oralardan umudumu kesince kendimi çocuklara adamaya verdim.

“Ama gelin görün ki çeyrek yüzyıldır ortaya koyduğum tüm uğraşlarıma, çabalarıma, çırpınışlarıma karşın, hem de kendi ülkemde, yine hem de kendimi kanıtlayacak pek çok nedenim de bulunmasına rağmen, ancak 200 bine yakın çocuğumuzla buluşabildim bugüne dek.

“Bütün bu çırpınışlarım sırasında çocukların düşünen, eleştiren, soran, sorgulayan insanlar olarak yetişmelerinin kurulu düzenin de, devletin de hoşuna gitmeyeceğini biliyordum elbette. Dahası çocukların itaatkâr olması gerektiğini savunan anne babaların istekleriyle de bağdaşmayacağının bilincindeydim elbette; ama yine de inatla, ısrarla, kararlılıkla sürdürdüm selden kütük kapma çabalarımı. Bu güçlükler hiç kuşkusuz genç beyinler için geçerli değil. Bu kitabı o nedenle özellikle onların/anne baba adaylarının okumasını istiyorum.

“Bir büyük tesellim de oldu bu arada: Bütün bu çabalarım, çırpınışlarım sırasında gördüm ki, bu ülkenin çocukları biz büyüklerinin sandığından çok daha zeki, akıllı, yaratıcı, bilgili, meraklı, mantıklı, onurlu, hayâl zengini, özgüvenli…

Kitapta bazı görüş ve düşüncelerimi tekrarladığım görülecektir. Bunu özellikle yaptım. Yarar gördüğüm için yaptım.

“Eyy, değerli okurum! Umarım sen de “Memleketin bunca sorunu varken sırası mı şimdi çocukların?” diyenlerden değilsindir. Desen bile, bırak köyün bir de delisi olsun.”

            Kitapçılarda ve online satış sitelerinde.

 

YORUM ALANI

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.